Blog

  Uykusuzluğumun getirdiği bir yaratıcılık var üzerimde her şeyi daha net ve daha iyi görüyorum. Algılarım daha açık, tam tersi...

Ne dertler, ne de boğucu hayatı talebeliğin Saçlarımı yalnızca ucuz jöleler döktü O anda soluverdi içimdeki çocuk Üstüme karlar yağdırdı...

Sözsüz bir yüzleşme var… gecede. Aynalar… tüm sessizlikleriyle… dinliyor bizi. Notasız şarkıların elleri… yalnız. Kırıkların üzerine basmaktan… korkar, halbuki… camın...

Kardeşlerinin en büyüğüydü Sadece kardeşlerinin değil mahallenin de abisiydi Murat Genç yaşlarda başladı yaşam mücadelesine Azmin, dik duruşun ve fedakarlığın...

Seksen yaşını devirmiş kadın yatağında sekerat halindeydi. Yaklaşık kırk gündür bu böyleydi. Gözleri yarı kapalı, ağzı yarı açık vaziyetteydi. Bilinci...

Kurtuluş Gününü Mahşer Gününü Beklediğimden Daha Fazla Beklemedim Eskimiş bir hüzün yerleşiyor gözlerime Duvarların arasında en tiz meltemden dahi mahrumuz...

Biraz Gökyüzü Biraz Şarap Artık okumadığını bile bile Sana yazmak Bir ölünün telefon numarasını tuşlamak gibi.   Anlamaya çalışmayana anlatmaya...

  İnsanın tarihteki ilk dostu kimdi dersiniz? Ateşi bulan o meraklı zihin mi? Yoksa tekerleği icat ederek insanlığı bambaşka bir...

Uyandık Aysun Hanım Sahipsiz kapıların Özgürlüğe açılması gibi aralandı gözlerimiz Apaydın her yer Gökyüzü bizi uyutunca Geceliğini çıkarmış üzerinden Ve...

KAR SESSİZ YAĞAR  Bir gün yağacağım, Gök gürültülü yağmurlar gibi değil  Kar toplayan bulutlar gibi...  Beklenen karın beyazlığını sereceğim.   ...

En az bulut kadar güzel bir kadın, Bir gece yarısı tenha bir duraktan aldı beni, Bilinmeze doğru götürdü Bir başkası...

Bir yolculuk gerekli. Uzun. Derin. Sessiz. Ama içten içe sarsan bir yolculuk. Kalabalığın gürültüsünden sıyrılıp kendine, ruhunun en kapalı odalarına...

bu gün günlerden yirmi sekiz yirmi sekiz kez yaşamaya çalışıyorum yirmi sekiz kez hayata tutunuyorum her seferinde yeniden başlıyorum yaşamaya...

Ben de isterdim uyanmayı Sevgiyle ısınan cıvıl cıvıl bir evde Annemin örmesini saçlarımı En sevdiğim çikolata elinde Babamın her gün...

Tevekkülün çok sonrası Sabrın tükenişinin az öncesi durumlardayım Çok istedim seni unutmayı Aklımdan çıkarıp atmayı Aynı şehirden Aynı gökyüzüne bakmamayı...

Konuştum  senle, İçimden; Sessizce,  bakıp; Neler  söylediğimi,  bilsen; Ne  yapardın,  kim  bilir ? İçimde,   bir  ses, Sana  yakın, Bana uzak,...

Penceresini kapadım Hayata, Sesini duymaz Göremez oldum, gözlerini,, Her şey yabancı Sen  varken, Her yokuşta,  sana  koşardım Yaşamak zor gelmezdi,...

Bir acayip zamandan geçiyoruz Bu yaklaşan kıyamet değilse, ne? Göğsüne çiçekler ektiğim toprakla uzlaşamıyoruz Sarkaçlar birer durağan nesne.   Gece:...

Sırtüstü uzanmış, gökyüzünün koyu mor tonlarında seğiren yıldızlara bakıyordum. Mediane’nin göğü hiçbir zaman tam karanlık olmazdı; yakamozun gümüşü ve alacakaranlığın...

Benim adım… (…) Neden mi üç nokta koydum? Çünkü noktanın yerine ne gelmesi gerektiğini bilmiyorum. Ve çünkü adımın yerine kullanılan...

Bir gece yarısı çığlığı parçalıyor kalbimi, kıpkızıl bir orman meyvesi burnumun direğini kırıyor. Dolaşıyor elim kalem, ayaklarım kâğıt odamın içinde...

Seren Dalga, yıllardır tiyatro dünyasının en parlak isimlerinden biriydi. Adı afişlerde yer aldığında biletler günler önceden tükenir, oyun bittiğinde sahnenin...

İki zıt kutuptuk Birbirini çekmesi gereken Birbirinin zaaflarını bilen iki sinsi katil... Birbirimizin sınır çizgilerini geçince Can havliyle Tetiğe gitti...

Dijital Dünyada Kaybolan İnsanlığımız mı? Uzun zamandır kendime şu soruyu soruyorum: Dijital dünyada biz ne yapıyoruz? İnsanın doğasına göre mi...

Derek’in Hesabı Bizim kasabanın tozu dumanı hiç eksik olmazdı o vakitler. Rüzgâr eser, tabelalar zangır zangır sallanırdı. O rüzgârla birlikte...

Akılda dolaşan, dudaklara ulaşamayan, Bir şarkının yitik notalarısın. O sancı, o içten içe hatırlamak arzusu, Yıkmak ister gönül perdesini, Fırsat...

  Sen canların cananısın Aşk bahsinin nişânısın Aşıkların ummanısın Ey mübarek koca Yunus Samimiyetin ve aşkın Yayılmış bütün âleme Sözün...

şairlerin en sevdiği kıtadır Afrika ve 100 yaşında dişi çıkmış bir adam varmış bizim sülalede Fransız sineması mahallece midemizi bulandırır...

‎Sevgi aradık biz, başka kalplerde; ‎Sevdamız tutuştu, duman verdiler. ‎Bir gonca istedik gönül bağından, ‎Gülümüzü susuz, solgun verdiler. ‎ ‎Kırık...

Gurbet... Yüreğime pençe attığında yola vuran türkü… Puslu gecelerde sebebini bilmeksizin hazzına doyamadığım çile... Tezatlar ülkesi, çırpınışlar gölgesi, Vicdânı pazarda...

  Taştan yüzünde Sisten bir tülle saklıyor zarafetini.   Tacı Kibele'den kalmış Zeytin tanrısının hediyesi.   Canlı zamanın Cansız yüzü....

Düşler gömülü kıraç topraklara Civan acıların gelincik gülüşlü dünyasında Alevler yalaza durur derinlerde Azgın umarsız aç bulutlarda İsyankar ruhlar çıplak...

  “Şu kadarını hatırlıyorum ki güneşin ışıklarını tutmaya çalışırdım. Babam ‘avuçla oğlum, bana getir’ derdi. Ben de oynaya zıplaya avuçlayıp...

30. yaş günümde rengarenk balonlar gelmiş bana. Sahi ,neden balon vardı ? Ben mutlu olayım diye mi ki aslında mutsuz...

Sen Tahta atlara Pirinç kaplama sedef kakma Örtüler yapıp da Saklarken önünde bir duvarın Hoşçakal Koparıp iplerimi Deli rahvan atlar...

Sevdiğimi söylemek büyük kabahat Neyse ki nefretimi haykırırken yargılanmıyorum Şimdi, apaçık dile getiriyorum özelimi Kalbim ne vakittir dizlerime en ağır...

Gidebilirsin tek derdin buysa Boyun eğecek değilim, Yalvarmamı bekleme Güçlü görünmek adetimdir.   Gidebilirsin, Masada kalsın yine bardağın Kazağın askıda......

bir yaprak olup düştüğünü bilirim kapımın önüne seni ellerimle alıp sakladığımı, biçare titrediğini, usul usul sararıp solduğunu bilirim.   seni...

Betül FIRAT: Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında bir iki cümleyle sizi tanımak istiyoruz.  Ali Mete Gordi Kimdir? Ali...

Çıkar, ver gözlerini, Gözlerini, birer kömür parçası, İşçiliğin eseri, namussuzun belası. Çıkar, ver gözlerini bu gece, Bu hararetli gecede Evhamlı...

İlk defa girdiğim odanın içinde nereye  oturacağımı bilemez halde , İlk defa nerde olmam gerektiğini damarlarıma kadar bilecek kadar bilge ,...

  Geceye soruyorum bazen, “Bir insan bir kalbe bu kadar nasıl sığar?” Sessizliği büyütüyor karanlık, Ben ise sana dönüşen her...

Ben de bir insanım; varlığımın merkezinde hem maddî hem manevî sancılarla örülmüş bir labirent taşırım. Ruhumun derinliklerinde yankılanan sessizlik, Şadi...

Bir kuyunun ortasında çirkin gözlü, yanlış kromozom: İskambil destesi beynim… Sallanıyor yüzüm bir sandalyede, altında tersten derilerim Uzanıyor unutulmuş parkların...

Huyumda kuruyan incir çiçeği Nice yaz birikintisiyle uzandım yüzüne Uçurtmalar eskittiğin şu göğsümde Seni bir delinin telaşıyla aradım evlerde. Evler......

Cehennem gibi sıcak Temmuz ayında sokak buz kesiyor. Başlarında çevresi renkli boncuklardan oya işlemeli beyaz tülbentleri ağızlarına kadar yaşmak çekmiş,...

Vefa, Dedi bir dost... Vefasız diyemedi insanlara...   Hep kendi gibi bildi, Yarım kaldı cümleler... Elbet yaşanacak, Kahrı çekilecek bir...

Günümüz insanı hızla değişen dünya karşısında anlam arayışını hiç olmadığı kadar derinden hissediyor. Bilimle maneviyatın, sorgulamayla teslimiyetin, akılla kalbin kesiştiği...

Can vazgeçer canan için, Vuslat Şeb-i Yelda gibi. Aşkın kıblesine döndüm, Yelkovanla akrep gibi. Kovalıyoruz birbirimizi, Bana yakın, benden uzak....

Gönlünü arıt kardeşim Estağfurullah el-Azim Temizlen paklan kardeşim Estağfurullah el-azim İstiğfar pürü pak eder Günah kirini yok eder Cürufleri hep...

Kadim zamanlarda, Akdeniz'in bereketli topraklarında yaşayan bilge ağaçlar vardı. Bu topraklarda, asırlık zeytin ağaçları ve mis gibi kokan limon ağaçları...

En kusursuz cinayettir bir çocukluğu öldürmek. ‎Hiç kimse failini tahmin edemez, öldürülen bile. ‎Ne kanı kalır yerde, ‎ne tanığı bir...

O gün  gece yine duvar saati bildiklerini sayıklıyordu, aynı sese eşlik eden o sesi takibe hazır bir ses yükseliyordu. "Konuşup...

Bitmek bilmedi şu dalgalar, Her günü dün gibi yaşarım. Kalmadı o eski hatıralar; Hani nerede dostlarım? Dalgalar boyumu aştıkça Nefes...

Dilsiz ayrılıkların, doğum sancısı tutar; Kışın ilk göz ağrısı, ruhumda volta atar. Ayazdan libasını, ilk akşamdan giyerek; Takvimden son yaprağı,...

Sen benim müzmin üzgünlüğümsün, Bir kızılcık sopasıdır hatıraların. Yüreğimin orta yerine hep vurmaya meyillidir. Sen benim öfkemsin Nuran, sen benim...

Uğraşmayın anlayamazsınız Akıl ermez ölümcül yalnızlığıma. Kurtulmak için yüksünen karanlığımdan Mazbut adımlarımı kararlılıkla atıyorum kalabalıklara Dışarısı hazin bir gurbet, İki...

Kime ait olduğunu hatırlamıyorum ama, yıllar önce bir öyküde okuduğum sözler aklımda kalmış..Şöyle diyordu yazar; ‘’Anadolu’nun rüzgârı sert, toprağı inatçıydı...

Kol saatimdeki zamana göre, iki saat kadar olmuş buraya oturalı. Geleni geçeni izlerken vaktin nasıl geçtiğini anlamamışım demek ki. Garson...

Sizin olsun bu boktan dünya Toplu iğnenizi istemem Satın arsalarınızı parsel parsel Yemiş verirken ağaçlarınız her çeşidinden Varsın, sizi ısıtsın...

Yüreğimin derin vadilerine Düşünce tuzlu bulutlar Aklım beynimi terk etti, Koca bir tuvale çizilen Kızıl ufuklara doğru Kör kurşun hayaller...

Ateş yanıyor, ateş yanıyor. Mutluluk gözyaşları fokurduyor kazanlarda. Unutalım öfkeyi, Pencerenin arkasında kar yağarken. Eller soğuk, ısıtmak gerek. Gülme öyle...

Güneşin tozuna gölgeler düştü. Her şey gölgemin suçu. Gölü dondurabiliriz isteyince. Neredeyse beni sevdiğine inanacağım. Bir şansı daha hak ediyoruz...

Sükûnet bulduğum yegâne rıhtım Saçından bir adet tel benim olsun Uğruna canımı vermektir ahtım Bağrına dokunan yel benim olsun  ...

Sen yoksan yaşamım son bulsa bile Cesedim koyacak sal’ı istemem Safari parkında saklanmak için Şuna emin ol ki çalı istemem...

Suçum nedir söyle bakışın durgun Kuruttu dalımı gam mai gözlüm Sanırsın yemişsin denizde vurgun Binayı çökertir nem mai gözlüm Sevdanın...

       Dil yetisi, insan zihninin en derin ve gizemli yeteneklerinden biridir; tek bir sesin, bir bakışın, bir dokunuşun...

Soğuk kış gecelerinin misafir ayazlarında Doğmamış nazlı güneşlere inat İçimde ılık rüzgarların esintisinde sen Cama çizilmiş buzdan kalbimi erittin Ve...

O gülüşün sadeliğinde Yüreğinin en derin yerinde Sevgilerin en güzeli Saçlarında dalgalanır Bir düş kurulur, irem düşlerde O düşde yüzünün...

Bugün hava çok güzel. Güneşli ya da yağmurlu bir havadan bahsetmiyorum. Havanın kendisi güzel. Havanın kendi içinde hesapları varmış da...

Bilinmez nerden gelir bu soysuz arzu Nedendir anlamam içimde beliren Sonsuz acıya meyilim Ya ben varoluşumdan beridir alışamadım yaşamaya Ya...

“Gece, çoğu zaman, uğultulu bir sessizliktir. Öyle ki; duyulan uğultu, sessizliğin ta kendisidir. Nitekim, kulaklarını geceye dikmiş bir insandan daha...

İnsan, doğduğu andan itibaren masum bir merakla dünyaya bakar. O ilk bakışta ne renk vardır ne cinsiyet; sadece keşfetme arzusu....

ilkim ve Sonum Bir limanda bekliyorum denizin kıyısında Gelmiyorsun.. Dalgalar mi engelledi, yoksa dümeni bana hiç cevirmedin mi? Umudumu kaybetmedim,...

Geceyi unutan bir sokak lambasıyım ben Bulduğum yıldızlarla süsledim gündüzleri Seninle bezenmiş aydınlıklara adadım kendimi Bütün yıldızlar toplanmış ışığınla Ve...

Tam dalıp gitmişken duruyorum Bakıyorum gözlerim buğulu Tanıdık bir koku Kaldırım taşının kokusu Sen kokuyor Dikkat kesiliyorum hemen Sen olunca...

Olduğun yerde raks etmek Ve dönmek için rüyalara Sana benzeyen gözler bana ışıldadığında Halbuki yeter sanmıştım sevmek Sen omzuma yaslandığında...

Ne güzel, Gün geçtikçe daha iyi öğreniyoruz Sorunlarımızda boy vermeyi Sınanmaktan usanmışken Kendi yaralarımızı sarmayı da ihmal etmiyoruz Gül gibi,...

İşte bir güz günüydü Sadece terk edilen Ve sigara dumanı tütüyordu geceye Sistemli bir oyun Amerikalı Rusya Çin Din Hafiften...

Günlük hayatımızda sanatın izlerini fark etmek bazen zor olabilir. Koşuşturma, iş yoğunluğu, trafik derken gözümüzün önünden geçen güzellikleri fark edemeyiz....

Sözlerim çekilirse bir gün darağacına, Suskun dut dönüşecek o gün tar ağacına.

Bir bedene kuruldum, saatli bir bombayım. Vakit dolunca elbet, ben de patlayacağım.

  Amaçlar tükenmişken kayayı ele geçirmeliyim, Bu kral açgözlülüğüyle bezenir ve teslim eder mi? Nedensiz çelişki indirgemeden tüm irademi, Yüzümde...

bu sayfayı neden açtığımı biliyorum mesele değil öylesine bir sözle sabaha uyanmak fakat bir hastalıktan bitap düştüm sokaklar beni rahatsız...

Ah şu sabahı güzel olası, Güzel sabah getiren akşamlar..! Bana kasımdan haber ver. Yine kutlayamaz mıyız Patların dibinden patlamasını? Sen,...

Karadeniz kıvrımlı baygın deniz kızı İstanbul’un kısık lambaları altında Suyun altında parlak kumlarda bir ben görürüm seni üzme Ege kırık...

Parçalarla dolu yerler Yüzden düşen parçalar Bin parçalar... Ayaklar altında... Aşık, derin çizgiler, yüzler Cenazeye benziyor suratlar Hep yokuşa doğru...

Bu oyun senin değil... Oyun alanına döndürürler senin bilincini ruhun bile duymaz. Bazen farkına bile varmadan, seni bir oyun alanına...

Uçuşun Sessizliği Uçak sarsıldığında kulaklarımda bir uğultu yankılandı; sanki kalbimle dışarıdaki motor aynı ritimde titriyordu. Arkadaşlarım bağırıyor, birbirlerine talimatlar veriyordu;...

Ben seni hiç görmedim Atatürk Bakışlarındaki ışığı gördüm fotoğraflarında, Masmaviydi. Maviliğin içinde kaybolup, çizdiğin yolda yönümü buldum. Ben seni hiç...

Beyaz önlüğüm, yıllardır gözyaşlarımı emen, gururlu bir pamuk yığını gibi üzerimde duruyordu. Neşter tutmaktan nasır tutmuş parmaklarım asla titremezdi. Ölümle...

Ve güz geliyorOrta dünyada katledilirken insanlarDin adınaUmut verdirdim onlara cennetKimileri kutsal kıldı kimileri yasakladı kitaplarıŞimdi duvara asıldıYönetmek adına bana dokunmayan...

Her defasında, Tek bir sözünle, Beni kendinden kilometrelerce Uzağa atıyor olsan da Ben yine; Döne döne Koşa koşa Yana yakıla...

ipek elbise havalı durmaz belinde güzel kokmak neyine   dokumalısın ipeği tezgah başında doldurmalısın parfümü şişelere   altmış beşinde gün...

Çoğumuz her gün sıradanlığa uyanıyoruz Bir şeyleri deniyoruz sürekli Kırılıp, yorulup, parçalanıyoruz Gün ışımasından geceye değin Bir nefs kaç dipsiz...

Melankolik ruhumda bahar kaygısı Yatıya diye gelenlerin tanesi hani Elbet seher vakti çıkar aydınlığın gölgesi Birden susar beklentilerin melodisi Orman...

Çocukluğum, Çok öte bir yol, Gelmeyecek zaman, Annemin dantelleri, Dedemin pencere kenarı, Bebeklerim ve dikiş ipliklerim. Örer annem belime inen...

Fikrince adım ömrümce yetim Bir gölgeye mahkum sende her betim Kemiğimden sıyrılıp atılsa etim Ne erbain dersin ne nisan dersin...

Dışarıdan gelen mis gibi beyaz sabun kokusunu içime çekerek ve sesleri birbirine karışan çocukların gürültüsünün geldiği yöne doğru, penceremden bakarak...

Yaralandım Pelistim  bebek henüz ellerim karşı koyacak gücüm yok askerlerine Bir gül daha düşürdüm Asker ağlamaz kaderini kuşanır Yenilgiden döndü...

Daha önce hiç rüya görmemiştim, bu bir rüya mı? Sadece özlüyorum bir kadın ne kadar özleyebilirse bir adamı Doğarken kızıla...

Öncelikle, siyasal politikaların hayatımızın merkezinde olduğunu mutlaka bilmemiz ve anlamamız gerekir. Siyasal Politikalar, birden fazla çeşitlilik içerir. Halkın kendisini gerekli...

  Yaşamın kıyısında durmak için, Çıkış arıyorum pencerelerde. Rüzgârlarda düşman bana herkes gibi, Kapatıyor tüm perdelerini. Sesim duyulmuyor, gölgelerin gürültüsünde....

Bir ateş düşer içime bilhassa geceleri . Yokluğuna sarılır uyurum. Ve ağlar yıldızlar gökyüzünden kayarken. Islanmış kirpiklerim durmak bilmez yağmurlarca....

Mavinin güzelliğinden mi? Güneşin verdiği sıcaklıktan mı? Yoksa ona gönül verenlerden mi? Bir çocuk gülümsemesi kadar sıcaktır teni. Gökyüzünü derinliklerine...

Kurumuş gönlüme bir tohum atsan Ve sulasan en gizli dehlizlerde Sevda nehirleriyle Günebakanlar gibi ufkumu sana dönsem Ve bana vurmuş...

Kırmızı, kırmızı, her yerde kan Ölü kuşlar havalanır gökyüzüne Kandan ırmaklar... Kırmızı, kırmızı, her yerde kan  Geç kalmak için çok geç artık Karanlık bulutlar sinsice...

Kendine zulmetmek daha çok cinsel istismarla olur. Cinsel tatminde kendi bedenini kullanan insan başkalarına bir görsellik sunarak azıtmadığı ya da...

“Bazı yaralar görünmez; ama en derin izleri onlar bırakır.” Hayatının en güzel yıllarında ihanete uğrayan Berfin’in hikayesi bu... Sevdiği adam tarafından yarı...

Cumhuriyetteki Korkusuz Kahraman Canını cananını düşmandan alan Albayrağı kanla sulanan Ayırmasınlar tek vatanımdan Kendimi emanet ettim Rabba Analarımız bacılarımız Hüdada...

  Her duyguyu büyük yaşadığımız yıllardı. Gençtik. Gençliğin damarlarımıza yüklediği asiliği gururla taşırdık. Aşkımız dünyaya kafa tutacak kadar güçlü, öfkemiz...

Sessiz Bir Günün Başlangıcı Elindeki sıcak çayın dumanı ince ince tüterken pencereden dışarıya baktı. Gri bulutlarla kaplı hava hiç de...

Hüzün dolu on Kasım sabahı, İçimizde biriken en derin sızı… Bayraklar yarıya inerken göğe, Gözler dolar, başlar eğilir yere…  ...

Yine doğdu hüzünle bir sabah, Yüreklerde sızlayan derin bir ah… Saat dokuzu beş geçince durur zaman, Sessizliğe bürünür vatan…  ...

Birden oluşuverdi her şey Korkunç bir hızla yeşerdi ağaç Devasa dağlar fışkırdı yerden, asimetrik Ana rahmine ruh üfledi melek İşte...

‎‎Sevmek bu değil, ‎bu bir savaş. ‎Ve sen, ‎tüm silahlarını kuşanmışsın: ‎nişangah olmuş gözlerin, ‎mermi gibi sözlerin var, ‎bir bakışınla...

Denizdeki dalgalar kadar hareketli bugün yüreğim Güneş gibi sıcak Şu yerdeki yapraklar kadar hafif yüreğim Ufuklar kadar uzak Yumruklar yüreğimi...

  Kırık dökük Arnavut kaldırımlarını kah hızlı, kah yavaş adımlarla ama hiç durmadan yürüyerek geçti. Nihayet sokağın sonundaki Sürmeli Yüncü...

Yarın ölecek olsan, bugün razı mısın kendinden? Bitmek bilmeyen bir serüven… Her yıl bir yaş daha büyüyorsun ama artan tek...

Süzülmekteyim bir ışık hüzmesinde Salınıp durmaktayım olağan olmayan bir boşlukta İniyorum sonsuz bir merdivenden Uçmaktayım masmavi gökkubbede Gözyaşlarımın döküldüğü kitap...

Uzaklardan gelir ecdadının acı sesi Neferler inletir kimsesiz kalmış hazin yerleri Bir toprak kokusu sarar vatanın bedenini Dökülmedik kan kalmaz...

Ben çocuk ama aslında büyüğüm sadece ismim yok. Bana herkes çocuk diye seslenir. Bu sene o süslü binadaki okula başlayacağım....

  BAHAR GÜLÜŞLÜM   Dışarıda baharın ayak sesleri İçimde sen... Uyanırken tabiatın taze renkleri Renklerde sen... Salkım saçak bulutlar Canlar...

    Sana binlerce söz adadım kağıtlarda. Her biri kalbine yazılmış nazenin. Sen görmezsin yankısı derin Bu kalpte sevgi baki...

Kevn-i dü-lûleyn sultâna zimmet Hımâr dahi mücrimden ziyâde hikmet ​Yâ Rab, günâhım hasenâtdan hiddetli Vahşet ki karîb, rahmetten şiddetli Ey...

Şimdi oturup bir şiir yazsam diyorum; sana, bana, belki bize. Olmayacak duaya ben yine de âmin demek istiyorum. Rüzgâra fısıldadığım...

FELEK Garip yazgıma dertlerin hasını. Yükledin ne oldu, şen misin felek. Ana baba kardeşlerin yasını. Ekledin de söyle, son musun...

  Zaman ismi kadar eski Serzenişler kadar büyük Elde kalan üç beş kağıt Hangisi gerçek ne kadar yalan    ...

Berrak ve bulanık Duygu ve mantık İyi ve kötü Cinlik ve saflık... Ne taraftan baksam yanıldım, Yakıldım, Sustum, Pustum, Cevval...

Hatırlıyorum Düşlerimi, gülüşlerimi... Kaybolan hislerimi sakladım hayallerde. İçimde büyüttüm sessizce, Anlamsız bakışlarını susturdum sakince. Zamanımı çalan duygularını Tek bir gülüşle...

Tekrarın İçinde   Gökyüzü ağlarken, ben buradayım Aynı sokaklar dönüp dolaşıyor Belki buradayım, belki hiç değilim Bir girdabın içinde savruluyorum...

Eğer ki sevdamı görmek istersen. Benden sana gelen yol olur gülüm. Gönlünden bir buse vermek istersen. Yanağında açan gül olur gülüm. Divane edip aklımı aşırsan....

Bir yanardağdan fırlamışım Kanatları yangın kuşum Tanınmaz bakışlar arasında Çapraz yamuk yürüyen berduşum Gece yarısı aniden kapısı kırılmış Basılıp yasaklanmış...

“Yıllarını vererek kaleme aldığı bu harikulade eseriyle seçici kurulumuzun tamamının oyunu alarak ödüle layık görülen değerli yazarımızı alkışlarınızla kürsüye davet...

ÖYKÜ Bir çadırın içerisinde sergilenen gösteri kuklaların dünyasıyla tanıştırdı beni. Sadece kuklalarla değil Usta Kao’yla da o gün tanıştım. Gösteri...

Korkusuzca büyümek istiyorum bugünlerde, Aşabilmek aydınlığımı saklayan dehlizleri. Çünkü bir süredir koca bir çınarın gölgesindeyim; Sessiz sedasız, tembel ve uyuşuk....

Dil söyledi Allah diye gönlün neye hasret Şeytan bile senden diliyor insana nefret Bir gamlı yetimsin beni gördün bana hasret...

Zaman oldu Seni sırtında derisi gibi taşıyan Ve de Teri şakaklarından mahcubiyetle akan babanın Sanayileşmenin Drakula dişli çarklarında Ruhunu öğüttüler....

‎Unutmak mümkün mü, böyle, cananı? ‎İşlemişim ilmek ilmek sevdanı. ‎Boynuma astılar aşkın fermanı. ‎Can çıkar da, sevdan çıkmaz bedenden. ‎...

Gözümün ıslaklığı saçlarıma bulaştı. Kara yazılı alnım, secdeye ulaştı. Soran olursa sebebi nedir tövbemin. Vallahi bilmiyorum, hikmeti aklımı aştı.  ...

rüzgârsız bir geceydi uykudaydı yaprak, masaldı zaman tek başınaydı Zerda kadın taş duvarın dibinde bir düşün içinde düşündü, alnının çizgileri...

  Bütün ışıkları sönmüşse bir şehrin evlerinin Birisi niye  yanar  sen bilirsin Bahçede bütün güller birbirine benzer Birisi niye solar...

kimisi var öyle karmaşık ‎çözülmüyor düğümleri ‎su perdesi arkada ama yazık ‎gemi düğümü atamıyor ‎sırlar dünyasını yeni keşfetmiş ‎ ‎aşk...

  Elif öğretmen dört ay önce boğazlı köyüne atanmış henüz çiçeği burnunda mesleğine ilk adımlarını atmanın heyecanıyla dolu; Atatürk ilke...

Sessiz fırtınalar kopardı içimde, Sesini düşlerimde işitince ağlardım sessizce. Çimenlere, ağaçlara, dağlara kimi zaman ise gökyüzüne… Fısıldardım adını sensizce. Çiy...

  Elimdeki yara izine gözüm takıldı ve babamı hatırladım. İki gün önce ben mutfakta yemek yaparken, içeride bakıcısıyla oynayan oğlum...

Getirin bana! Ruhu yüzülmüş bütün cesetleri. İnançtan kararmış umutlarınızı bana verin, Galibiyetten yoksun mahşeri sürülerinizi. Kudretli ve akıllı olanlarınızı verin....

  Susmanın bile gürültüsü var burada bir taşın kendine anlattığı sırlar gibi, duymadığın ama ağırlığını taşıdığın şeyler var adını koyamadığın...

Yalnızlığım ağ kurdu evimizin duvarlarına sen gittiğinden beri.Bir daha gelemeyecek oluşuna mı üzüleyim,seni bir daha göremeyeceğime mi,yoksa senden sonra kimsemin...

Üç yudumda çözümleyebilirim seni Tabii, töhmet altında kalmayacaksa bilim Adet günlerini kirlenmenden saymam Soymam entrikalı oyunlarından enseni Ve yeterince kızsam...

Hatırlıyorum, İçimde büyüyen suskunluğu, Kimseye anlatamadığım yarınları... Kırıldığımı belli etmeden, İçimde toparladığım kalbimi Hatırlıyorum, Düşlerimi, gülüşlerimi... Kaybolan hislerimi sakladım hayallerde....

‎Unutmak mümkün mü, böyle, cananı? ‎İşlemişim ilmek ilmek sevdanı. ‎Boynuma astılar aşkın fermanı. ‎Can çıkar da, sevdan çıkmaz bedenden. ‎...

Mesele   Aşk değildi mesele, bir şeyleri ayakta tutmaktı. Sevilmek değil, yan yana durmanın yükünü taşımaktı.   Gülüş değil, sabır...

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

Kan bürüdü gözlerini, Karanlığından faydalanarak gecenin Kökü tarih öncesine uzanan ağaçları kestiler Etnik kökenlerine inerek böldüler insanları Barikatlar ördüler önüne...

Ruhlar Dilim tutuluvor seni görünce Ellerim titrivor ellerine değince Gözlerine bakmaya korkuyorum, Kayboluyorum gözlerinde... Nasıl bir kadınsın sen? Sende bana...

Sokaklarda Hayat Taşıyor Sokaklarda hayat taşıyordu. Kahvelerin önünde taş sesleri, kahkahalar, konuşmalar birbirine karışıyor; her ses, yaşamın varlığını kanıtlar gibiydi....

    Bir serçenin gözyaşına sakladım seni, Aşkını çıkmaz sokaklara bıraktım. Gece göklere yazarım adını sessizce, Kimse bilmesin seni sevdiğimi....

Beyaz kristaller indi şehrime Hepsi de parlaktı, Hepsi de muazzam Gözlerim kamaşıyordu bakmaktan Yoruluyordum yağmaktan Küçük bir kırıntı gibi ufalanmaktan...

  Hangi kutsal kitap yazdı yaşadıklarımı Söze uyandım, âşık olmadan İhanetin yalnızlığını yaşadım Akşamları kovdum ömrümden gözü açık uyudum Karanlığı...

  Elleriyle göğü döven kadınlar nasıl görünür, bilir misiniz? Dişlerini şiirin ruhu besleyen tınısıyla yıkamıştır onlar. Göğüslerinde yaşamak sevinciyle yoğrulmuş...

  Sevmeyi sadece şarkılarda masallarda dinledim Ben böyle bir güzellik görmedim O masum gözlerinde kayboldum gittim Ben sevmeyi ne bilirdim?...

Kendimi  tanıtmak isterim: Ben, Filistinli bir bebeğim. Hani şu birkaç on bin diye, Kulaklarınıza geldiyse, işte Onlardan sadece birisiyim. Yani,...

  Arı gibi daldan dala Ben bıkmadan gez eyledim Topladım, derdim nektarı Peteğimi bal eyledim Hızarlardan geçirildim İnce elekten elendim...

Şiir deyince aklıma hep yalnızlık geliyor Yalnızlık deyince; Dizlerini karnına çekmiş Yıkık bir duvar dibinde oturan Çürümeye yüz tutmuş bir...

Her yaz gibi bu yaz da biter, Ben defterimi bitirmeden. Bir şarkı da buldum seni Sözler bana Sense bir başkasına...

Terki diyar eylemenin tam vaktidir. Güneşi ardımda bırakıp gitmeliyim. Bu çağlar, olgunluğun dem vaktidir. Valizime ömür doldurup gitmeliyim.   Kararsın...

  Ey, hayat kervanına varamadan hayattan alınan bebek! Artık nasıl yaşayacak, nasıl bakacağız olmayan yüzlerimize? Kaybolan sen değilsin bu sahte...

Sabahın ilk ışıklarıyla yataktan fırladım. Kapım deli gibi çalıyordu. İçi pofidik terliklerimi bile kapıyı açmaya giderken ayağımın ucuyla sürterek yolda...

Güzel bir yaz günü Zeynep, Murat'la hep buluştukları kafenin bahçesinde bir masada oturuyordu. Zeynep'in yüzü biraz moralsiz gibiydi. Murat, ellerinde...

İnsan dermanını nerde olsa tanır Kuramsal bir derdin pençesindeyken Gözlerin tamamlıyor gizlerime çizdiğim Tablonun eksiğini Ama hayata tutunmanı Elinden tuttuğun...

Sabahın ilk ışıklarıyla yataktan fırladı.Bu kadar erken uyanmasını gerektirenin ne olduğunu ararken telefonunun hala yanmakta olan ışığı çekti dikkatini.’Bugün o...

Yürürüz mutlu günlere Ay! şimdi biz seninle, Çok farklı köşelerde, Ayrı gayrı hayatlarda, Bilinmeyen kaderlerde, Başka başka insanlarda, Yıllar sonra,...

Bir rüya gördüm bu gece Gölgeler vardı önce Ve insanlar Gölgeler uzuyordu yol boyu İnsanlar küçülüyordu Ceketin cebi büyük geliyordu...

“Hayat ne kadar da güzel, değil mi?” diye düşündü Yasmin. Her sabah okula erken gitmek için üşenmeden hazırlanmak... Neredeyse iki...

Acıya katlanmak gerekir her daim Sevenlere bir hediyesidir evrenin Ters yüzler sanırdım nefret ile Meğer biri gizliymiş ötekinde En sevdiğimi...

                                                                          İyi ki doğdun sevgili İyi ki yaşıyorsun Ve iyi ki benimle karşılaştın Şimdiden hissediyorum Sanki her şey birdenbire olacak....

Eskidi o aşklar Yaşananlar eskidi Şimdi samimiyetsiz her şey Güzel şeyler eskidi Sevdiğinden bir çift söz duymak için Kilometrelerce yol...

“Yalnız yürümek iyidir, kendi hızını bulursun” demiş niche .    Bana mahsus bir yolda yürüyorum şimdi,     Kimseye yetişmek, kimseyi geçmek    ...

Bir şarkı tutturmuşsun uzaklardan Yağmur eski yağmış ve damlayan Kızgın ekmek üstünde telaşlı bir duman   Çoluk çocuk doluşur ufak...

Kadınlar yüzyıllarca ya kutsal kılındı ya da lanetlendi; ikisinin arasında insan olmasına izin verilmedi. Toplumlar kadını ya bir masalın içine...

Ölmek dahil her şey bekleyedursun Düşüncelerim tehditvari cümleler ablukasında Yağız atın sağrısındaki beyazdır alametifarikası Otoyol bariyerlerindeki soğuk demir yalnızlığı var...

KESTANE Sude çok hayalperest bir genç kızdı, yılın son ayı mevsim kapısını açmış sonbaharı uğurluyorken kışı bekliyordu. Yıl başı yaklaşmış...

  Bazı duygular vardır ki insanın kalbine değil, ruhunun en karanlık dehlizlerine kök salar. Suçluluk bunlardan biridir. Ne bir yaranın...

zaman çok yavaş geçiyor zaman fazla yavaş akıyor hâlbuki daha iyisini yapabilirdi   gecenin bir yarısı şimdilik her şey iyi...

Hatırlamak geçiyor bazen içimden, Acımak halime, görmek kendimi bir yeni doğmuş gözden. Anlamak geçiyor bazen içimden, Mahvolmuş dünyayı, yok olmuş...

  Bir varmış diye başladın söze bitirdin gökten düşen üç elma ile sevdik seninle kitap okumayı masaldı adın ne de...

  Mucizeleri uzakta aramanın ne anlamı var? İnsanın dünyaya gelişi de mucize değil midir? Bu dünyanın kendisi mucize değil midir?...

Yaşantıların bulanıklığı, deniz dalgasının gemiyi savurması gibi, teker teker vuruluyor sevenler; damgalanıyor enselerinden, enselerinde dövmesi izlerinin.   Gündüzünü aydınlıkla geçirenler...

  “Bir buçuk ay ömrü kaldı,” dedi doktor. Zaman tahta çubuğa alınmış, bir parça ağda: çektikçe uzağa kaçıyor. Günlerim, bir...

Sustum gecelere, çünkü anladım, Bazı yangınlar sessizlikle söner. Rüzgâr bile unutur bazen adını, Ama kalp… kalp hiç unutmuyor, meğer. Yıkıldım...

  Bir sessizlik var tabiatta bu sabah... Asude, huzurlu... Bir rüzgar okşuyor saçlarımı, ve maviyi görüyorum yorgun gözlerimle: Berrak, canlı,...

Bir ayna gibi kırıldım Tam yüzümün ortasından Bir gözüm sağa,bir diğeri sola Sanki bir yara izi oturmuş çenem ile burnum...

Bizim evde sabahlar erken başlardı, Bir çay kokusu, bir dua sesiyle. Annemin “Hadi kalk evladım” deyişi bile Kalbime huzur indirirdi...

  Önce bulutlar kapladı gökyüzünü, Bağırdılar sanki kızgın bir sesle. Sonra minik bir damla düştü alnıma, Ardından diğerleri indi, yarışır...

  Betül FIRAT: Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında bir iki cümleyle sizi tanımak istiyoruz. Osman Koyun Kimdir? Osman...

Ne Zaman Geceyi Giysem Üstüme Aşk gönlün parlatılmasıydı Suskun gönlün bedenin dilin canlanmasıydı Açmayan bahçelerin güllerle açılmasıydı Nasıl yaklaşmam ben...

Sensizliğin İçinde Bir nefes gibi ağır, geçmişin gölgesinde yürürüm. Kırık anıların arasında bir tarlakuşu ürker gibi yüreğim titrer, bazen saldırır....

Tanrı iyi bir oyun arkadaşıydı*(*Didem Madak) Çocukken hayallerimizi gerçek dışıyla sarardık Çok yalvardı gözyaşlarım geceleri Rüzgârlarla yarışacaktım uçarak özgürce Hayallerim...

Bir sabah gibi girdin gözüme, Güneş değdi, kalbim karardı. Ne sen gelmeliydin o saatte, Ne ben hâlâ bekliyor olmalıydım. Kelimeler...

Anne, Ben Hiç Ağlamadım Anne… Sen gözyaşından rahatsız olurdun, ben de sessizliği ezberledim. Dizim kanadığında, kanı bile içime akıttım. Sen...

Yüce dağ başlarından, Ancak güçlü rüzgârlar sürükler ağır bulutları. İç çekişlerin tükendiği, Öfke sellerin dindiği, Sakin, huzurlu yerlere...   Adanmışlıkları,...

Huzurlu, serin, hoş kokulu bir bahardı, Güzel, neşeli yüzler etrafındaydı. Sakin… Sessizce koydu yüreğine elini, Duyuldu özgür duyguların kanat sesi....

  Yaban gülüm inci tanem nur tanem Sevmeden geçen ömre yazık değil mi? Hep tutardın elimden birlikte ölelim derdin Verilen...

Ne huzurluyduk be! Soba kenarında kestane pişiren Aynı kanalı maaile izleyen Güğümden çıkan ıslık sesi altında Huzuru nakış gibi işleyen...

Kim demiş yıldızlar düşmez Benim yıldızım en yakında Kafamın içindeki Gecenin ayazındaki Belki de anlamazsın beni çocuk Yoksa yıldızının aklındaki

Aklını oynatmaktı aşk, Adını anınca sarsılırdı dünya. Ellerim titrerdi yokluğunda, Seninle her sabah bir yangındı. O sabahlar olmadan uyanmaktı, Aklı...

kalleş bir nida söyleminde bulunan bir insansıyım ben suçluluk çekmekten bir o kadar lezzet alırım eylemim ki nedamet eylediğim bir...

"birbirine bakan iki açık pencere gibi cereyan ediyoruz seninle hayata" bekleyişlerin en uç noktasında kırılıyor boynumuzun kirişleri ve güzel şeylere...

Bahara bürünmüş dünya, taçyapraklarını savururken yüzüme ölü bir ozanın ruhuyla dolaşıyorum ortalıkta.  Arkadaş Zekai Özger’den dizeler taşıyorum belleğimde. Beni geride...

  Heba olan üç dünyalar güzeli kadının hayatları mıydı? Yoksa 2500 yıllık kadim bir uygarlığa sahip bir halkın adalet ve...

1973 İstanbul doğumlu Tarık Tufan’ın yaklaşık on yedi yıl önce temellerini attım, dediği romanı “Gece Açan Çiçekler” bu yılın en...

Sabahları yeni günü selamlarken, Elime fincanımı alırım. Çayımda neler var bugün, bakarım... Gözden geçiririm birer birer kalabalıkları, Düşünceleri ardımda bırakarak....

Düştüğü için azarlanan çocuk gibiyim. Canımın yanması önemsenmeden içimi de yakan sözler saplanıyor kalbime. Değersizleşiyorum suratıma çarpan her kelimede. Suçluluk...

Geride Kalanlar Bazı bekleyişler vardır; ne geleni vardır, ne de vazgeçeni.   O an, zamanın içinden bir anı çekip çıkarmak...

  Yürekteki Liman  O, kimsenin görmediği bir gemiyi her sabah yüreğinden uğurladı.   Bazı insanlar sessiz yaşar, sessiz sever, sessizce...

Tesadüf olamayacak kadar ayan beyan aslında, Çok su vermişliğim var çünkü güvercinlere, Çok kedinin kuyruğundan teneke söktüm, Belki de yolda...

KENDİ YOLUM“Yalnız yürümek iyidir, kendi hızını bulursun” demiş niche .Bana mahsus bir yolda yürüyorum şimdi, Kimseye yetişmek, kimseyi geçmek Ya...

Kara postalların karanlığı İstanbul'un üzerinden yayılıyorken tüm ülkeye Karanlık öyle sadece gökyüzünde değil, sokak sokak, köy köy Hatta zihin zihin...

Ayrılık gerçeği düşünce usa Hâlden anlamaz bir gergeftir yatak Yalnızlık denilen kavram bir ayağı kırık masa Yahut ağır bir hasta,...

Bir çocuğun merakla bakan hevesli gözlerinde Bulabilirsin mutluluğu Bir kedinin sevildiği belli olan ışıl ışıl tüylerinde İçtiğin o soğuk kahvede...

Tasalanma, yalanların acıtmaz canımı barones Tırnakların etime geçmezler Senin gibi ne çok ''soylu'' kadından ne yalanlar dinledim ben Senin yalanların...

Merhaba sevgili Kibele Kültür Sanat okurları, Bugün sizlere; yazar Yusuf Tokmuç’un kaleminden çıkan, renkli dünyalara açılan kapılardan biri olan Ebru’nun...

Acılar ilmek ilmek sen dokuyor. Gönülde tufan, sen kopuyor. Ekmek bile sen kokuyor. Aklımı yitirdim, gel gitme. Ben sana koştukça,...

Hakikat, çıplak bir ayna gibi durur, Fakat göz, görmek istediğini kurar. Zihin, kendi yanılsamasında boğulur, Ve varlık, maskeler içinde savrulur....

Sana her dokunuşum bir yara bıraktı, Sen sevdin mi, yoksa rol mü yaptın? Ben yandım, kül oldum sessizce, Sen ise...

Bazı duygular vardır ki insanın kalbine değil, ruhunun en karanlık dehlizlerine kök salar. Suçluluk bunlardan biridir. Ne bir yaranın kanı...

Tekerrürden korkar Tekerrürden çekinir Ondan içine kapanıktır Hep aynı haller Hep aynı hatalar Hep yaralar Pişmanlıklar. İnsan geçmişinden değil yastıkta...

Asıl trajik olan, bu yıkımın ani bir tesadüf olmamasıdır. Büyük çöküşler, hep küçük, fark edilmeyen sezgisel çatlaklardan sızar. O loşluk,...

Canda seni bulan kişi Gayrı nesne göremez Seninle dirilen kişi Gayrı sağdır ölemez Sensin her yüzde görünen Senin cünbüşün beliren...

Neden su-i zan edersin Kalbini yarıp baktın mı Maraz yoluna gidersin Kalbini yarıp baktın mı Kendi düşüncelerini Türlü yaman hallerini...

Yalnız bir adamım ben, Yaşadıklarım birer hatıra, Sonsuza kadar üstelik… İsli perdelere bakarak, Anımsarım hep eskiyi, Aynalarda çürürken üstelik… Yalnız...

Sana gül bahçesi vadetmedim. Sana mutluluk vadetmedim. Bazen gülümsedim, bazen sinirlendim. sana bir duygu vadetmedim. Seni sevdim, bir hayat vermedim....

Ay ışığını doğurdu. Yekta’ya yalvarır oldu. Uğultunun sırrında boğuldum. Sessizliğin bana fısıldarken. Teyakkuzdayım şimdi. Müsterih olamam biliyorsun. Şerrin hayrını ararken....

deniz kıyısında uçurt uçurtma uçurtmak ayakları kumlara değen/bir küçük çocukça hayal/ gökkuşağına dokunmak/gömülmek mavi kuyusuna altın tozlarının   portakal gibi...

Yunus ölmedi yaşıyor Yunus'u göreceğim Aşıklar ölmez demişti Yunus'u göreceğim Yunus hakkın kuludur Erenlerin gülüdür Marifet bülbülüdür Yunus'u göreceğim O...

Ya rab bu kulun gönlünü rabt et Aşkınla bu talibi de celb et Her dem seni söyler seni ister Şu...

Yıllar sonra, hiç beklemediğim o kısacık an hayatımı sorgulattı. Sanki ömrüm boyunca bilmeden beklediğim, hep eksikliğini hissettiğim, bana ait bir...

Korkuyorum, korkuyorum Dal kıpırtısından, gök gürültüsünden, yel sesinden.   İkilemler ilhamsız periler gibi yapıştırıyor kararsızlıklarını hükümlerime. Zıvanasızlar saplıyor sırtıma aşağılayan...

Modern düşüncenin en sık tartışılan konusu, ilerlemenin kente ve kent yaşamına atfedilmesidir. Kent, aklın, bilimin, sanayinin ve insan iradesinin zaferidir....

Yüz yıllık yalnızlığımın kozasına Yeni acılar Yeni yarınlar dolduruyorum Bir peri masalından düşen Peri padişahının kelebek kızı Ellerin ellerimdeydi Senleştiriyordum...

Susmazdan önce; Düşlerim, gülüşlerim, öpüşlerim, Bin insan gücünde cümlelerim vardı benim. Çözerdim en çetrefilli düğümü. O vakit, Evler ev, yazlar...

Kıpkırmızı kahverengi Masmavi birazda sarıdır Siyah Duymaz ve görmez Şiirler Düşler Bir göz bir gülüş geride Birazda cam kırıkları -Bir...

ZÜRAFANIN SES TELLERİ HAYRİYE ZEHRA CANLI   Ay ışığının ruhları okşadığı, mehtaplı bir gecenin tam ortası. Yer yer ıslak, Arnavut...

TARÇINLI KURABİYE HAYRİYE ZEHRA CANLI -Miyav! - Of! Sanki her şey benim başıma geliyor, şu eve de bir gidemedim. Yok...

Mersinli yazar Yağmur Kutsal  "Paris’in Kalbindeki İnci" romanıyla okurların kalbini fethediyor.  Mersin’de doğup büyüyen, çocuk yaşlarda kelimelerin büyüsüne kapılarak yazmaya...

Kır saçlarım Ekim'de yanışından tanıdı seni Gülpembe Yalnızlığım da Karıncalar yerken yüreğimi Yakarken kıpkızıl gülüşün gülüşümü Öldürdü Kederli bir türküde...

Kır saçlarım Ekim'de yanışından tanıdı seni Gülpembe Yalnızlığım da Karıncalar yerken yüreğimi Yakarken kıpkızıl gülüşün gülüşümü Öldürdü Kederli bir türküde...

  Gülümseyen Yüzlerin Ardındaki Sessiz Çığlık “Her yaşayan sağ sayılmaz, diri diri ölende var; derdi bilinmesin diye güle güle ölen...

Geceden sehere döner vakittir sana hep Karanlığını sarhoşluğun adımlarına koyup Denizin kıyısına kurulan bir ev viraneliğinde Her yerinden rüzgâr geçerken...

Geçmiş ile Gelecek Arasında   Ahh çocukluğum Kaldırım taşlarında soluksuz koştuğum zamanlardan bahsediyorum... Sanki yüzüme çarptı yaş aldığım, kıymetini yitirdiğim...

Her gün Denizin dibine Paspas çeken biri var   Sevdiği kadının Deniz kabuğundan Heykeli sergilenir evinde   Kulağını dayayınca Ses...

Kimse hayatımıza öylece girmezBuna tesadüf demek o durumun Kendisine hakaret gibi gelir bu yüzden Bir şeylerin bir daha hiçbir zaman...

Farkında olmak var ya işte o yüzden Bu kadar kara dertlerin ortasında sana yazıyorumBir daha yazma dersin de Ben gurumu...

Önce kendime sordum yaptığım neden diye, Yaftalamadan-kayıp olan o nedenin duygusunu buldum. Sonra kalbime sordum, gerçek mi diye, Gömdüklerinin yasını...

  Selâm olsun doğan güne ve yükselen güneşe Selâm yine gökyüzünde süzülen serçeye, leyleğe Rızkı için erkenden kalkana, yol alana...

  “Aynı kitabı okuyup farklı yerlerin altını çizmişiz”, diye başlıyordu akşamın bir vakti Alaçatı’nın kenar sokaklarında kalmış bir sahafın standından...

    Saç telin hasada düşse çaylar türkü çığırır Bir uçurum kenarından seyrediyorum sanki Kaç yelinden havada düşlerim çağlar seni...

  İyi ki bu masaya oturdum. Karşımda kapı, sağımda pencere. Gelenleri rahatça görebiliyorum. Gözüm,gönlüm ondan başkasını görmez gerçi.  Yeter ki...

  Sevda şarkısını söylerim, durmam, ‎Sen gül ol bağıma, ben sana bülbül. ‎Her makam bilirim, çalarım susmam, ‎Sen gül ol bağıma,...

  Romalı ozan Ovidius (MÖ 43 - MS 18) ‘Başkalaşımlar’ başlıklı yapıtının 4. kitabında yer verdiği bu aşk öyküsünü yapıtının...

Bir bakışınla başlar her şey, Zaman durur, kalbim söner, yeniden yanar içimde. Sesin, rüzgâr gibi dokunur ruhuma, Adını duymak bile...

Mehmet Nâzım, bilinen adıyla NAZIM HİKMET, 1935'te yürürlüğe giren soyadı kanunu gereği Ran soyadını aldı. 1951'de vatandaşlıktan çıkarılması üzerine Polonya...

Misafir… Ne güzel bir kelime. İçinde hem biraz telaş, hem çokça sevinç barındırır. Benim için misafir demek; evin ritminin değişmesi,...

Telefonun tiz sesiyle irkildim. Emekli olduktan sonra böyle ani çalan telefonlar beni eskisinden daha çok heyecanlandırır oldu. Arayan, yıllar önce...

  Perihan, o sabah bir kahve kupasını daha sehpaya bırakıp koltuğa yığıldığında, zamanın kaç olduğunu bile bilmiyordu. Perdeler kapalıydı, ev...

Yüksel ey bayrağım, göklerde dalgalan, Atamın izinde, yurdumla gururlan. Karanlık günlerden doğdun sen ışıkla, Cumhuriyet biziz, ebedi bir aşkla. Yandı...

  Evin sessizliği ruhuma şifa gibi. “Çıtt” yok. Saçım kuş yuvasından hallice. Pijamamın diz kapakları dedemin çocukken bayram yerinden aldığı...

Korkuyorum seni tekrar görmemekten, Biliyorum, benden vazgeçmediğinden. Her vurduklarında aklımda sen, Her bağırdıklarında huzurum sen. Ne zaman sevdin bilemem ama,...

Saat 17.01 Telefonum titredi. Gelen mesajı ilk anda anlamadım, sonra her kelimesi beynimde bir yankıya dönüştü: “Canım, sen zahmet etme...

Akşam yemeğine tam bir saat kala telefonum çaldı, arayan annemdi. Gayet rahat bir ses tonuyla: “Canım, 1 saate sendeyiz. Halanlar...

Bilmezdim hangi renk güzeldi En sevdiğim yemek neydi? Kendimi tanımazdım önce Bir gün kuşlar kondu kalbime Bir gün çiçekler açtı...

Saat dörde on var. Salonda bir battaniye kıvrılmış, sehpanın üzerinde sabah içilmiş kahve bardağı hâlâ duruyor. Mutfakta ise açılmış çekmeceler,...

Ben canım yanınca hep kahkaha atarım Buna delilik diyecek olanlar olacak Olabilir. Başıma gelen her şeye ağlayacaksam Ne hacet yağmura...

Gün karanlığa döndü yüzünü Güneş göç eyledi uzaklara Elleriyle lambalarını yaktı kent Geceyi, leziz bir çay gibi Tavında demledi Tanrı...

‎Bu diyarda aktı, sözün pınarı, ‎Yunus Emre geçti bu topraklardan. ‎Her gönüle düştü aşkın ateşi, ‎Işık oldu, saçtı bu topraklardan....

  Camın Ardında Bekleyen Zaman   Yeni evime taşındıktan sonra birkaç kez boş eve gidip cam kenarına oturdum. Sessizlik, duvarlara...

  ‎Öyle bir salındın, geçtin içimden, ‎Günler, aylar düştü, belki takvimden. ‎Bir anlık kayboldum, aklı selimden, ‎Hayâl içinde, düş gördüm...

İnsan Olmak: Tam Zamanlı Bir Görev, Üstelik Maaşsız Sabah alarm çalıyor. İlk sınav: uyanmak mı, ertelemek mi? Erteleyenler kulübüne hoş...

Kalbinin Kıyısında Bir yolculuğa çıktım içimle, Yeni bir yer değil, senin kalbinle.  Sessizce yürüdüm duygularına,  Bir ezgi gibi vardım kıyılarına....

Nöbet Yerinde Bir Ruhun Güncesi Gecenin en sessiz saatinde uyumayan bir düşünceyim. Ne bir isim taşıyorum ne bir yönüm var....

… Üzerinde “Senin İçin” yazan sarı zarfı özenle ikiye katladı, sağ avucunun içine yerleştirip parmaklarını sıkıca kapattı. Hiç acele etmeden...

‎Yaşama, ‎derstir eylül. ‎Bedenden toprağa geri dönüş: ‎suskun, ‎belki de kırgın. ‎ ‎Güneş doğar isteksizce ‎ve gerçeği uyandırır: ‎Azla yetinmeyi...

  BU TOPRAKLARDAN ‎Bu diyarda aktı, sözün pınarı, ‎Yunus Emre geçti bu topraklardan. ‎Her gönüle düştü aşkın ateşi, ‎Işık oldu,...

Gül Ol Bağıma   ‎Sevda şarkısını söylerim, durmam, ‎Sen gül ol bağıma, ben sana bülbül. ‎Her makam bilirim, çalarım susmam, ‎Sen...

İnsan beyni, hayatın her anında bir orkestranın şefliği gibi çalışır. Ancak bu orkestranın notaları ve ritimleri, dış dünyadan gelen uyarılarla...

  Kınalı  Eller Toprak kokar minik avuçlarım bazen Tutundukça biraz daha eksilir zaman Suya degdi  mi  zaman akar ellerimden Rengi...

Güzleri gülmezdi yüzümüz Çirkinleşirdi şah damarlarımızın atışı Bize en çok yakışan kıştı   Hüznün çanları çalardı o vakit Ölüm acizliği...

  -Kendinizi ve yazarlık serüveninizi nasıl tanımlarsınız? -Ben Anadolu’da çocukluk ve farklı şehirlerde ileriki yaşları geçirerek Anadolu’nun birçok kültürünü ve...

  Çocuklarda büyüyor Hüzünlerin en acısı Ve toprak çocuk gömüyor Henüz doğmamış çocukları, Cehennem, dünyayı kucaklamış bir anne misali azapla...

Mor menekşe alsın benim kahrımı Ben gördüm bu dünyada kara günümü Getirdi yüreğime dikti kara gülümü Nokta kadar yıldız parlar...

Araba vasıta çıktı kalmadı değeri, Pazara çıkarsan hiçte sorulmaz ederi, Ne yuları kaldı esnafta ne de semeri, Zamanımızda bahtı gülmedi...

  HÜKMÜNE RIZA -1- Ey kudretin nuru, ey her nefesin sahibi, Boynum bükük, sözüm aciz, sesim mahcup... Sen “ol” deyince...

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının özgün ve zarif kalemlerinden biri olan Tomris Uyar, yaşamı ve yapıtlarıyla sadece bir yazar değil, aynı...

Yetimhanede zaman farklı işlerdi. Dışarıdaki insanların 10 dakikası içerinin 10 saatine ancak denkti. Burada ki her bir çocuğun kendine özgü...

  Haziran… Güneşin insanın sırtına yapıştığı, gölgelerin bile kaçacak yer aradığı, ölümün gölgesini hissettirdiği bir zamandı. Sıcağın sert vurduğu ayda...

  Eskiden böyle miydi? Misafirliğe gidileceği zaman günler öncesinde haber verilir, ev sahibinin hazırlık yapmasına imkân tanınırdı. Ev sahibi de...

Betül FIRAT: Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında bir iki cümleyle sizi tanımak istiyoruz. Sezai Kara Kimdir? Sezai KARA:...

Geziyorum dalga tepesinde, Olabildiğince endişesiz ve sakin. Varlığım rüzgârın ellerinde, Bir topaç gibi emrindeyim. Beni yarıp geçiyor tekneler. Titriyorum —...

Bugün yeni bir gün Yeni bir başlangıç 12’de son bulacak bir başlangıç Yeni bir nefes Yeni bir ruh hali  ...

Savaştan kaçan insanlar Suyun etrafında toplanıyor, Deniz bir anne gibi suskun Dünya, yükünü taşıyamıyor artık Kaburgaları çatlıyor gökyüzünün. Yanı başlarına...

Yitik hayatlar Yaşama uzanan bir el bekliyor bizi uzakta Fakat ruhumuz yaşamdan hallice yorgun Kederle bezeli kaderimiz, yarınlara kucak açıyor...

Beni babam öldürecek Bir köşede düşünceli, Sessizce otururken ben; Kurşuna diziverecek Beni annem öldürecek Fısıltısı kulağımı, Varlığı ruhumu kesip Parçalarına...

Soğuk bir kış günü Ellerim buz gibi, cebimde Bekledim seni Ankara sokaklarında Hayalinle ısınmaya çalıştım Ama sen gelmedin Hayalin de...

  Bugün kendi içimde tartıştığım bir konuyu sesli yazılara döküyorum. Bana göre sevmek, çok çeşitli katmanları olan kişiden kişiye derecesi...

Kaderimizi, tutkularımız ve ideallerimiz mi belirler, yoksa hayatımızı yalnızca alın yazımızın çizgileri mi şekillendirir? Bu, insanoğlunun varoluşundan beri zihnini kurcalayan,...

Sonunda anladım İnsan ta kendisi şeytanın Karmaşık bir sürecin yamacındayken Nefsim kulaklarıma öfke fısıldıyor Sorgusuz aklım karışıyor birden Elimde olmaksızın....

    Gidenin Ardında Kalan Ne Yapsın? Bir bakış bıraktın, içim sarsıldı, Bir söz söyledin, dünyam daraldı. Bir sabah dediler,...

      Günler geçer ardı sıra, Elimde bir bardak çayım, Bakar dururum fotoğraflara, Dalarım anılara sessizce, düşünceli    ...

  Duvarın Dibindeki Minder   Küçük köy odasının içinde, duvarın dibine konulmuş eski bir minderin üstünde oturuyorum. Minderin kumaşı, zamanla...

Olmadı değil. Oluncaya kadar, Olmayışlardan biri elendi. 

Şimdi her gün, Her sabah ve her akşam Düzenli bir şekilde unutuyorum seni. Bazen unutuyorum unutmayı Hatırlayınca hemen unutuyorum seni....

Kapattıysak tüm kapıları, bir sebebi vardır elbet. Küstüysek dosta da bir sebebi vardır elbet. Siyaha boyadıysak maviye çalan gözlerini, bir...

  Sonbahar Tarçın kokulu mevsimlerdeyiz artık, Sokaklar ıslak ve nemli Sonbahar mevsimindeyiz artık , Rüzgarla savrulan yapraklar mevsimi Kahverenginin kırk...

Parmak ucunda yükseldiğin ve kendi etrafında döndüğün Kısacası kendin olduğunda, Sen , sen olduğunda Kendini bulduğunda Beni hatırlar mısın Yoksa...

  Bu Şiirin Nesi Eksik-Nazire Bana ne senin ölçünden, kalıptan, vezinden Bir şiir yazdım ki çömez şairler sus pus Doksanlık...

Başlangıç: Yabancılık ve Sessizlik Daha üniversiteye yeni başlamıştı. “Üniversite dedikleri şey böyle bir şey miymiş?” sorusunu kendine ilk defa sormuştu....

Ada vapuru geçer penceremden, Saat 08:30 suları ben, Sade ve çifte kavurulmuş kahvem elimde, Beklerim seni.   Ada vapuru geçer...

Düz yaşıyorum. Hep zoru gördüğümden olsa gerek Karmaşalar boğuyor beni. Aklıma eseni yap(a)mamak, Her sabah Aysun'a uyanmak Hele bir de...

Şiirler de yazanı acıtır mı Okuyanı acıttığı kadar? Hatırlatır mı tekrar Neler hissettiklerini? Doldurmaz mı gözlerini Hiçbir şey yaşanmamış gibi...

Ben geceleri yanan Garip bir sokak lambası Sen her daim yağan Heybetli bir yağmur damlası Biliyorum bensiz de olursun Biliyorum...

Arzdan semaya Beyazdan süveydaya Zindandan saraya Gönülden gönüle her bir tarafa adını koymuş Aşk üzerine   Kelam-ı en güzel aşk...

Daha dün eşikte idin Mânâda beşikte idin Aslından habersiz idin Söyle haberdar oldun mu Bekleyip hak kapısında Dostun gönül yapısında...

Beklediğim, düşlediğim bir yarın… Güneşin doğuşu hep aynı geldi. Ne gecesi ne de gündüzü sandığımdan hızlı geçti; bir umut, bir...

Ben benim, İçimdeki tanrı kim ? Yüreği her an buz kesecek olan o insan, Hep neden yaşadığını,ne için var olduğunu...

“Ümit” edilir her er için, şehadet haberi gelmesin Kayseri’de baba evine, bayrakla komutan girmesin. Temmuzun altısında, on iki yiğidin son...

Kangrenli bir yarayı sökmek geliyor içimden! Tahtası bozuk bir akordiyonu  durmadan çalmak Zihnimin devşirme melekleri yağmur tanrısı için, üç beş...

BEYAZ KELEBEK 10 yaşındaki Elif, durmuş trenin kompartımanında canı sıkılmış bir şekilde oturmaktaydı. Annesi Sevim yanında, koltukta oturur pozisyonda uyuyordu....

Hangi dilde yazsam derdimi, kalemim sönük kalır. Baharım kışa karıştı, aşım zehir tasına... Gülşenim çöle karıştı, gözyaşım kana... Sarsılmış ömrümün...

  Edeple, ahlakla, helal işleyen, Kardeşlikle, dürüstlükle yetişen, İbn-i hurre olmayı hedefleyen, O güzel yürekli kişidir ahi.   Usta olup...

Tam yüz on yıl önce Çanakkale'de, En canhıraş çığlıklar işitildi,  On beşindeydi ölen Türk gençleri, Kızıl kahkaha atıyordu hepsi.  ...

Kalemim yürüyor yine beyaz bir yol üzerinde Ne yaptığını bilmeden bir oraya bir buraya savruluyor Fısıldıyor yalnızlığını durmadan Döküyor önüne...

Yıl 1920 – Meclis açıldı İlan edildi egemenlik ve çocukluk. Her çocuk mutlu olsun, Her çocuk egemen olsun diye Atam....

Bazen güneş doğmadan kaybolur. Sessiz geçer yıldızlar üstünden. Bense beklerim, hatırın düşerken ışığın  hala  bendeyken Ve gecenin karanlığında umudun bir...

  Annelik nedir bilir misiniz? Annelik kadının duyguları, hormonları, fiziki yapısı, tüm varlığı ile onun sevgi ve ilgisine muhtaç olan...

Uç uğur böceği, çocukluğuma selam söyle. Dokunulmamış göklerim, evciliklerim yerinde mi? Dam üstüne yatıp yıldızlarını seyrettiğim Köyümün akşamları hala serin...

Gözlerinde kayboldum bir ömrün kıyısında, Zaman durdu, sen geçtin, ben kaldım ardında. Bir gülüşün yetti bahar olmaya içimde, Seninle her...

Kına mumları yerleştirildi, Kız kırmızı abiyesinde, kırmızıdan korkuyor Herkes ona doğru eğilmiş, ayin gibi Ağlıyor, önünde tül, annesine bakıyor Düğün...

ŞAFAK SÖKTÜ, ÇENGELLEDİM   Şafak yine söktü, bu defa tutmadığın sözlerine çengelledim bu aşkı.   Doğru bildiklerim yenilirken hayata, yüzümün...

İmrenmeyin Yaldızlıdır yalnızlığım   Ne sandınız! Sızlanmak acizlere yaraşır.   Neler yaratır Yaradan Hikmetinden sual olunmaz Kul ağlanmaz! Kula, kulluk...

son nefes

Benim Güzel Bayrağım Yurdumda ışığım ay ile yıldızım. Rengi kan kırmızı, Benim güzel bayrağım! Rengini şehit kanından alan, Yükseklerde Nazlı...

İçimdeki Sessiz Kavga Bazen insan, en büyük kavgayı başkalarıyla değil kendi içinde verir.Bir yanın sakin kalmak isterken, diğer yanın sürekli...

AŞK ÜZERİNE Arzdan semaya Beyazdan süveydaya Zindandan saraya Gönülden gönüle her bir tarafa adını koymuş Aşk üzerine   Kelam-ı en...

Sana gelmek fikrinden aklımı haberdar etmeden Çıkıyorum yola Heyecanla aralıyor parmaklarım taksinin arka kapısını Ellerimin ayasında sıcaklığı pişmanlığımın. Gece, bize...

Bir kurşun düştü sessizce toprağa, Bir çocuk sustu, kaldı dudağında dua. Gökyüzü karardı dumanla bir anda, Barış uzak şimdi, savaş...

Bu havaları hiç sevmiyorum ben Ne bulut belli ne yağmur ne güneş… Yağmur bir yağsa… Gökyüzü dökecek içini Toprak çekecek...

Gri bir çağda doğdum, renklerini kaybetmiş dünya Sağım solum ateş kırmızısı, sütün rengi mi değişti? Ateş içinde doğdum, üzerime yağan...

Seni görmeseydim severim, bir hayal gibi geçsen de aklımdan. Üzüntü çöker gecelere, yokluğun bir hüzün perdesi gibi sarar zamanı. Sesini...

  Paltonu bırakıp gittin bu dünyada Ne oldu dursan biraz daha Avare kaldım dünyaya Neyleyim sensiz bir ömür. Yıllar geçti...

Siz duman sanırsınız Kahır tüter fabrika bacalarından Gece vardiyasında   Gözlerimi irin kaplar Sözlerimi küfür Vücudumu yorgunluk Oracıkta biterim Üşüyen...

Şöyle bir baktı ekim eylüle… Söyleyecek sözleri vardı belli ki içinde. Sen hangi tarafın renklerini taşıyacaksın seçemediğin, Yaz mı sonbahar...

İstanbul'a yağmur mevsimi gelmemişti daha Gittin Yapraklar serilmişti çoktan yerlere Şimdi Borçlarını ödeyip kurtulmak için Sokak sokak gezen O yaprakları...

  Çocukluğumun geçtiği yerlerde, Bir üzüm bahçesi zamanında, Kırmızı kokuları ile baştan başa, Hatırlatır eskileri bana.        ...

Ne kadar seviyorsun? diye soruyorsun Eğer severken yorulur ise kalbin, yarı yolda kal. ben tutarım ellerinden. Yorulma, sevgim  ise ağır...

İçindeki ateş,o ilk gençlik ışıltısı, yakınları tarafından yavaş yavaş  söndürülmüştü. Herkesin beklentisine karşılık vermeye çalışmaktan ,kendi iç sesini dünyaya kapatmıştı.Sabahları...

Bir haykırdı, Millet “Bağıran adam” dedi. Bir göğe baktı, Aşkın gözyaşları aktı. Anadolu’nun titrek sesli bağıran adamı Gitarının telinden vazgeçilmiyor...

Tren vagonları, film şeritleri gibi geçiyor. Bir sonraki durakta Bir önceki treni kaçırmış bir yolcu. Kerahet vakti uyuyakalmış gibi Biraz...

İçimde bir boşluk büyüyor ve orada bir renk filizleniyor. Gardım düşüyor karanlığa karşı, kalelerim yıkılıyor, un ufak oluyor. Bağrışlar geliyor...

Demlikte demlenmiş ve ince belli cam bardaktan içilen çaya hasret kalır mı insan? En son bu durumu üniversite okurken yurtta...

  Sana baktığımda, dünya durur sanıyorum, gök kubbe susar, rüzgârlar susturur kendini. Bir gözünde deniz, diğerinde uçurum. Ben o denize...

çırpınıyor yalnızlığın kıyametin de gökyüzü karanlığa açtı gözünü kardelen bir kemanın mızrabından damlıyor kan yırtılıyor zaman yırtılıyor insanlığım hangi tuşa...

Bir avuç toprak, bir tutam dua, Elimde bir tohum, umutla yuva. Ne fırtına dinler, ne kıştan kaçar, Toprağa düşerken sessizce...

Leyla seni Mecnun’dan ayıran neydi, Daha az sevmen mi yoksa kadın olman mı? Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek demiş Adnan...

Bana zambaklar getir; Koyu kahve gözlerinin nemli topraklarında yetişmiş, Yüzüme değen sert rüzgârın hakkından gelebilecek, Rüyalarımın kapısından geçerek aşk şiirleri...

Yazar Yüksel Özbey ile Söyleşi Hukuk camiasının başarılı isimlerinden biri olan avukat Yüksel Özbey , yıllar süren meslek hayatının ardından,...

Bir zamanlar gözlerindi sığınağım, Şimdi bakışların suskun, yabancıyım... Ne çok severken, ne çabuk yandım, Küllerinden beni hatırla, yanmadıysam dağlayım! Kalbime...

Pirin divanında dara durmuşam Uçan kuştan ben o dostu sormuşam Sevda derler ulu şara varmışam Pirim gül cemâlin görmeye geldim...

Akşamsefası açınca görünür hüsnütalil Yüzüme eser o ân kokun efil efil Yaprakların titremesiyle kıtalara bölündü dünya Düşün, kökümüzü kurutur o...

Bülbül neden acı çekiyor bugün... Güle niyaz ederken... Bunca çile çektiği... Hiçti gülün dikeni... Canını acıtan iç çekişleri... Gözünden düşen...

Gecenin koynunda bir ateş yanar, Kül değil, umut savrulur rüzgârla. Bir ses yükselir, yankılanır dağlarda Her şey çok güzel olacak...

İçimde heyecan yaratmaya meyilli bütün kelimeleri Sürgüne yolladım Umudun canı cehenneme Dağıttım sahte şölen alanındaki davetlileri Kadehlerden en sevdiğim kadının...

20 Eylül. Güzel bir sonbahar günü… Telaşlı ve sevinçli adımlarla Fenerbahçe Parkı’na doğru ilerliyorum. Derken kapıda bir adam, “Kızlarımı okutmak...

Bugün hiç uyanmak istemediğim bir gecenin Hiç uyanmak istemediğim bir sabahındayım Hâlâ o dipsiz kuyunun içinde hâlâ karanlıktayım “Sesimi duyan...

Sen örgü saçlı, Ümmühan kız, Nedir seni bekleyen, bilir misin? Misafirdir güzelliğin, Kıymetini bilesin. Anan Zehra var ya, Daha otuza...

  Gül olup da bülbüle kast eden sensin Bir gül için bin dikene su veren de sen Şems olup gönüllerde...

  Ben yarayım yara Herkesin kalbinde dolaşan Ama acıların şehrinde yürüyen Bağrı yanıkların, zulüm edilenlerin Kimsesizlerin çığlıklarıyım   Sanki mahzene...

Hayatın düzenini kurmak mı, akışına bırakmak mı doğru? Belki de huzur, her şeyi planlamadığın anda başlar.

Yanlışlarımın sarmalında hayli yıpranınca Yıldızları kılavuz edindim kendime Öyle bir parladı ki umutlarım sanırsın zümrüt Çürümüş balıkçılları sahile gömdüm sabahın...

Kelimelerden kule yapmıyorum ben Ben, eşitsizliği haykırıyorum Haykırıyorum avaz avaz açlığı, parasızlığı, yoksulluğu Yoksulluğu düşündükçe kışın ısınmayan evler geliyor aklıma...