Kapılar / Esra Sönmez 0 (0)

Nelerimi vermezdim konuşabilmek içinBelki bir geçmiş; yitik, belki bir gelecek; silikYankılanıp duran şu suskunluk çığlığım ile ben,Cehennemin yedi kat dibinden geldik Yürümek ne zor şeymiş uzun uzun yollarıKimse görnüyor yan yatmış batan umutlarıBu yüzden gündüz ve gece diliyorum tanrımdan:O ıki kapılı hanın, kapılarını kırmayı! Zaten ne doğmak ne de ölmek pakliyor insanları,Baksanıza, baksanıza dört bir […]

Loading

Hare / Esra Sönmez 5 (8)

Hareyi görmek için aç gözlerini.Ey gözleri kanlı, gözleri çapaklı çıplak cani!Hâlin vaktin hep karanlık sema lakin,Gerçekten görmen için aydınlıklar gerekli. Kaldırmaya korktuğun o ağır başın,Bırak, titrek ellerinin arasında kalsın.Bakalım olanların kaynağını bulacak mısın?Ama bence, seni en çok da gücü korkutuyor kadının. Dünya, evren, kainat ve yıldızlar,Yanınıza gelmek için hazırlananlar var.Kurnazlar, şeytanlar, büyücüler ve cadılar!Hepsi kadın […]

Loading

Bir Gün Bir Ağaç / Esra Sönmez 0 (0)

“Duyduğuna inanma, gördüklerinin ise yalnızca yarısına inan.”Bu sözü kendime hatırlattığımda, aynı günü üçüncü kez yaşıyordum.  Sıcak bir öğlen vakti, ağabeyimin bahçesinde çaylarımızı içerken, şüpheli gözlerle karşımdaki  ağacı inceliyor ve anlamaya çalışıyordum.Siz de anlayabilesiniz diye, olayların en başına, o ilk güne dönüp anlatmak istiyorum; Sıradan bir sabaha uyanmış, mutfakta omletimi hazırlıyordum. Sonra aniden, gürültüsüyle evimi dolduran  […]

Loading

Zamanın Şarkısı/Esra Sönmez 0 (0)

Zamanın Şarkısı Apartmanın eski basamaklarını en az onlar kadar eski postallar tırmandı önce, sonra onların sahibi Haslet göründü. Dairesinin önüne gelince kapıyı anahtarlarıyla çarçabuk açtı. “Vakit yok,” dedi fısıldar gibi. Toz toprak içindeki postallarını çıkarmadı bile. Holü rüzgâr gibi geçti ve odasına girer girmez sırtından kabanını, başından kasketini sıyırmadan, tamirini dün gece bitirebildiği çantalı pikabının […]

Loading

GÖLDEKİLERİ GÖRSELER/Esra Sönmez 0 (0)

Bilmem ilk ne zaman gittim o gölün kıyısına, ilk ne zaman başladım katlanabilir sandalyemi açıp oturmaya, orada öyle saatlerce durup manzarayı seyretmeye, arada bir de derin derin iç geçirip taze oksijenle yüreğimdeki yangını körüklemeye? Gelen yokken giden yokken sadece göl ve ben olurduk. Arada bir de gölgesini suya düşüren kuşlar ve gölgelerini bana düşüren kamışlar…  […]

Loading

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön