Sayısız pişmanlık ile kalabalıktı sağı solu;
Kalabalıktı gözlerin, bakamazdım.
Yollarda insanlar,
Boğazlarda düğüm vardı gülüm.
Takvimlerde Mayıs,
Mayıslarda ölüm vardı gülüm.
Kelimeler masumken,
Benim de dilim vardı gülüm.
Diyorum ki: “iyi ki,
İyi ki ölüm vardı gülüm.”
Kalabalıktı gözlerin, bakamazdım.
İhtiras dolu sancılar içinde,
kaçar giderdi bakışlar
An olurdu ki karşılaşırdı:
O an ki ezeli,
O an ki buruk,
O an ki amansız,
Korkudan kaçışan çocuklar gibiydi bakışlarımız;
Cesareti bilemezdim.
Kalabalıktı gözlerin, bakamazdım…
Gözlerin gülüm, nasıl desem,
Biraz dalgalı, yer yer berrak;
Akşam denizinden hallice…
Bense eskimiş rıhtımın yanı başında
Demir atmaktayım bir geceye,
Bir umuda,
Bir karanfil kokusuna…
Solup giden zamanın tek gayesiydi:
Akıntında savrulmus yelkenliden biri olabilmek.
Artık bana kızma gülüm,
Ebediyen orada kalamazdım,
Sayısız pişmanlık ile kalabalıktı sağı solu;
Kalabalıktı gözlerin, bakamazdım…