Unutma Beni / Zeynep Aydın 5 (29)

Şehrin sıradan telaşelerinin başladığı saatlerde, bilindik bir semtin dar sokaklarının birinden bir şarkı sesi çalınıyordu kulaklara; “Unutma beni, unutama beni, bitmek bilmez kapkaranlık geceler boyunca, unutma beni unutama beni.” Tüm sokak aşinaydı bu şarkıya. Çağın Apartmanı 7 numaranın pencerelerinden sabahın dingin saatlerinde başlardı Esmeray “Unutma Beni” demeye. Kar yağardı Esmeray “unutma beni” derdi, sümbüller açardı […]

Loading

T.P.582 / Galip Uçar 5 (3)

İş yerine yaklaştığını görünce, arabasının radar sinyalizasyon sistemini, şirket kulesinin radarına kilitledi ve arkasına yaslanıp, aracının güvenli iniş yapmasını bekledi. Kule çıkıntısına biraz sarsıcı da olsa indikten sonra da yanındaki bölmenin şifresini girerek, iş yerine götüreceği tüm eşyaları orijinal boyutlarına getirebilmek için “airnature” bölmesini aktif edip, gerçek boyutlarına eşyalarını getirtti.             Arabası, kendilerine ayrılan bölüme […]

Loading

Meyhaneci İsmet Abinin Yeri / Rıdvan Adıyaman 0 (0)

– Rakı insanı soyar. Sarhoş sofradan çıplak kalkandır. Hakan Günday Meyhaneler, psikoterapi merkezlerinden daha çok işleyen yerlerdir. Burada şişeler terapist bardaklar terapidir. Tamam herkesin geldiği yer değildir ama herkes psikoterapi merkezlerine de gitmez. Meyhaneler, acının harmanlandığı içilen içkilerin yanına mezedir. Soğuk meze değildir acılar. Çünkü acılar soğumaz. Hatta içilen içkinin yanına meze bile istemezsin içki […]

Loading

Silüetler / Ali Yiğit Mavi 0 (0)

Karanlık bir gölgeden vücut bulmuş gibi duran silüetler gökyüzünde ilk kez belirdiğinde tüm insanlığı derin bir endişe ve korku sardı. İlk belirdiği ana dair kimsenin aklında herhangi bir anı olmaması, ezelden beri orada olup olmadıkları konusunda kafaları karıştırıyordu. Çok karmaşık olmamasına karşın yeterince ürkütücülerdi. Birebir aynı boyutlarda iki insan vücudunun duvarda oluşan gölgelerine benzeyen bu […]

Loading

Emre GÜLCAN / Birkaç Rencide Ruh 5 (2)

O garsonu işten çıkardılar sonra. Restoran iflas etti. Üzerine kahve döktüğüm tişört yer bezi oldu çoktan… Ben, elimi sayısız kez bir yerlere çarptım. Yalan değil, yaşlandım biraz. Beyazlarım ve kırışıklıklarım daha fazla. Saçlarımı boyattım. Kırıklarını aldırdım… Hiçbirini görmedi. Siyah topuklu ayakkabılarımı daha o yaz, Batı Akdeniz’de bir dağın tepesinden fırlattım. O çoğaldı içimde, ben kendimi kaybettim. İzimi bulmak için girdiğim sokaklarda trafik kazaları gördüm. Yanlarından üzülerek geçtim. Sırası gelmemiş olan birçok kişi öldü. Annem kanser…

Loading

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön