• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Öykü

Hilal ve Işık / Nur Lavinia

Nur Lavinia by Nur Lavinia
18 Nisan 2025
in Öykü
0
Hilal ve Işık / Nur Lavinia
0
SHARES
30
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Issız bir adada başlar bu hikâye.
Haritalarda adı silinmiş,rüzgârın bile yolunu unuttuğu,zamanın durduğu bir yer.
Geceleri yıldızlar biraz daha yakın görünür burada.
Ve ay…Ay, başka hiçbir yerde olmadığı kadar büyük,parlak ve dokunulacak kadar gerçektir.

O adanın kıyısında, yosun kokusunun denizle karıştığı kumlara çömelmiş bir kadın oturuyordu.susmuştu ama dilsiz olduğu için değil…
Adı yoktu,ya da çok önceden unutmuştu adını.
Gözlerinde uzun zamandır ağlanmamış gözyaşlarının ağırlığı, ellerinde ise geçmişin izleri vardı.
Bir zamanlar sevmişti.
Bir zamanlar inanmıştı.
Bir zamanlar hayal kurmuştu
Ama şimdi…oda sadece susuyordu.
İçinde bir ses fısıldıyordu geceleri:
“Bir yerlerde bir ışık var, seni arıyor. Hilaline dokunacak,yarım kalanı tamamlayacak.o burada,sabırlı ol”

Aynı adanın öteki ucunda,başka bir kadın vardı.
O da kaçmıştı.
Ama kimden,neden,nereye olduğu belirsizdi.
Bazen insanlar kaçmaz,sadece dururlar.
Dururlar ki ruhları yetişebilsin onlara.
İşte o da durmuştu.Kalbini yitirdiği yerde, adımlarını bırakmıştı toprağa.durmadan hafif esen rüzgarla bir tüy gibi kumlarda savruluyordu.
Geceleri ellerini göğe kaldırıyor, ay’a sorular soruyordu:
“Sen de mi yarıksın benim gibi? O yüzden mi bu kadar güzelsin?”

Ve sonra…günler süren ayrılık sonunda;
Bir gece,ay en parlak halini giydiğinde, yolları kesişti,birbirini aradıklarını bile bilmeyen eksik iki kadının.
Ne bir ses ne bir çığlık,sadece birbirlerini bulan iki çift göz ve buluşmadan haberdar gibi sakin iki zihin,
İki ruh.
İki kadın.
Birbirinin aynasında kendini gören iki yalnızlık.

Zaman durmuştu.
Sanki evren,onların buluşması için nefesini tutmuş,her saniyeyi seyrediyordu.

İlk söz,Hilal’den geldi:
“Sen de mi buradaydın,beni mi arıyorsun yoksa benim seni beklediğimi biliyormuydun en başından beri?”
Işık sadece başını salladı.
Sanki hep burada olacaklarmış gibi.
Sanki bütün ömürleri, bu an için yaşanmış gibiydi.

Günün ilk ışığıyla birlikte elleriyle küçük bir ateş yaktılar.
İlk defa biri diğerinin üşüyen parmaklarını tuttu.
Ve ilk defa, biri diğerinin gözyaşını silmekten utanmadı.
Çünkü ikisi de biliyordu:
Kırık bir kalbi, sadece başka bir kırık kalp anlayabilir.
Ve ruhun dilini, sadece ruhla konuşanlar duyabilir.

O günde ne mi yaptılar?

Çok şey…
Bir gün değil, bin yıl geçmiş gibiydi.
İlk kahkahalarını paylaştılar.
İlk defa aynaya bakıp çirkin hissetmeden gülümsediler.
Geçmişin karanlık odalarını beraber gezdiler.
Acılarını birbirlerinin ellerine teslim ettiler.
Birbirlerine “Sen tam da eksik olduğum yerdesin” dediler.

İkisi de karanlıktan çıkmıştı.
Ama biri ışığı,diğeri yönü taşıyordu!
Biri hilaldi…
Diğeri onu arayan ışıktı.

Ve fark ettiler ki:
Hiçbir fırtına sonsuz değildi.
Yeter ki bir el, diğerini sımsıkı tutsun.
Yeter ki biri “Ben buradayım, gitmeyeceğim” desin.

O gün, geçmişlerinin yasını tuttular.
Kaybettiklerini toprağa gömdüler.
Kendilerine mezar yapmadılar ama;
Çünkü ikisi de o gün yeniden doğdu.
Birbirlerinin rahmi oldu bu doğumda.
Birbirlerinin ilk nefesi.

Ve gece olduğunda…
Ateşin başında otururken, yıldızlara baktılar.
Hiç konuşmadılar.
Çünkü bazı geceler, kelimeler bile fazla gelir.
Sadece kalp konuşur.
Sadece ruh dans eder.

Ay gökteydi yine.
Ama bu kez yalnız değildi.
Altında, birbirine ait iki kadın, birbirinin hilalini tamamlıyordu.
Ve ışık, sonunda yolunu bulmuştu.
Milyonlarcayıldır teslimdi birbirine ışık ve hilal.
ada,deniz,rüzgar,güneş..hepsi bu tanıdık buluşmanın tekrarını seyretmişti sadece…

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Tags: #edebiyat#şiir #kitap #kitaplar #okumak#yazarbilinç akışıEdebiyatHikayeKadınoykuŞehirsevgiUmutyolculuk
Previous Post

Denizin Dibi / Sevgi Toplu

Next Post

“Perde Açılır, Gerçek Başlar: Tiyatronun Gölgesinde Kalan Sanat” / Hasan Ali Çölük

Nur Lavinia

Nur Lavinia

18 yaşındayım çocukluğumdan beri yazarlık ve sanatla iç içeyim 17 sanat kitabı ve 5 dergide yer aldım.sanat benim için hayat demek! Yaşayabilmek için yazıyorum... Kendimi geliştiriyorum daha iyi olmak için uzun ve yorucu olsada bu yolda yürümek için yaratıldığıma inanıyorum☆

Next Post
“Perde Açılır, Gerçek Başlar: Tiyatronun Gölgesinde Kalan Sanat” / Hasan Ali Çölük

"Perde Açılır, Gerçek Başlar: Tiyatronun Gölgesinde Kalan Sanat" / Hasan Ali Çölük

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Çocuklar Ninniyle Değil Ağıtla Büyüdü
  • Dal Dal Limon / Galip Uçar
  • Gülbahar Hanım
  • Unutmam Mümkün Değil / Hatice Erdemci
  • Ranga Guru’nun Fırçasından Hayatın Renklerine Düşen İzler / Esma Obut Yokuş

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.