Tek bir fotoğrafım var.
Beş altı yaşlarımda olmalıyım.
Saçlarım iki yandan tepeye tutturulmuş,
Rüzgar savurmuş sağ tutamı gözümün üstüne.
Bir elim havada kalmış.
Saçımı düzeltmek için kaldırdığım anda,
Basmış babam deklanşöre.
Minik mavi bir şort sarmış,
Güneşten kavrulmuş çırpı bacaklarımı.
Dizlerimde bugün bile belli belirsiz taşıdığım yara izlerinin kabukları.
Mahcup bir gülümseyiş yerleşmiş yüzüme. Mutluymuşum diyorum.
Üzeri çilekli dondurma lekeli beyaz tişörtüm üzerimde,
Otuz yıl sonra bu eskimiş fotoğrafa bakarken ben;
O gün, o deniz kenarında,
Babama poz vermek için çıktığım kayanın üzerinde çok mutluymuşum…
Gözlerimi kapattığımda,
Arkamdaki denizin kokusu geliyor burnuma, Rüzgarın yüzümü okşayışını anımsıyorum,
Sanki daha dün gibi.
İki damla yaş süzülüyor yanaklarıma.
Yaşarken farkında bile olmadığım,
Mutlu bir anımı yitirmenin yasını tutuyorum.