İnfilak Etmiş Şehrin Çocukları İnfilak etmiş bir şehrin Yıkık surlarından akan Nefret şelalerinin çocuklarıydılar Çeşme soğukları bilir En sıcak sohbetlerini Yıldızlar koyup gömlek içlerine Isıtırlardı kendilerini İşitirlerdi ciğerlerinde Uzak galaksilerin manasız gelen hikayelerini Araba farlarının sokak lambalarından Çok daha aydınlık olduğunu Göz kapaklarınca okurlardı Yağmur suyuna dost Kara ise yoldaştılar Güneş anneleri gibiydi Gözlerinden öper uyandırırdı Sonrası karın ağrısı Açlık Çatlak dudaklarda susuzluk Sırtlarında dün yaslanıp bekledikleri Trafik ışığının direğinin izi Ellerinde mendil Ellerinde su Ellerinde cam sileceği Yaşlı bir gramafonun Kırık kemikleriyle cesedini taşıyan Eskiciye selam verirlerdi kimi zaman Kimi zaman mahalleden tanıdıkları Kafadar bir abiye Kimi zaman uyluklarında zabıta morluğu Omuzlarında polis çöküntüsü Yamalarında dökülen bozukların sesi Sirenlere karışırken Şehir infilak ederdi Sonrası hiç Sonrası hiçlik Bilinmez bir rem uykusu Çığlıklarına boğulan Galip Uçar