BUGÜN Yepyeni bir sabahın tazeliğiyle uyan bugün! Aç pencereni ve dinle şehri; Senden önce uyanan vapurun ve kuşların sesini… Sabah kadar taze bir kahve demle kendine Yavaş yavaş yudumla, yaşamı yudumlar gibi… Öyle yavaş yudumla ki; Sabahın mahmurluğunu kibarca yolcu etsin üzerinden… Ne uykuyu küstür, ne de büsbütün kapat gözlerini hayata! Kucakla baharı, selamla güneşi ve martıları Haşmetli dağlara bir günaydın de uzaktan At kendini sokağa; en güzel besteyi dinlemek üzere; Kulak ver hayatın ritmine… Görmenin tadına var bugün! Ormanın yeşiline, denizin mavisine bak bir daha! İlk defa bakar gibi dalsın gözlerin kusursuz ayrıntılara… Hiç tatmadığın lezzetleri tat bugün Hiç hesapta olmasın mesela Antep ziyaretin Sırf canın istedi diye Malatya’ya git kayısı için… Kimler geçmiş bu topraklardan, sür izini! Uğra Efes’e, unutma ziyaret etmeyi Göbekli Tepeyi! Samsun’a çık bir on dokuz mayıs vakti! Dokuz eylül’de İzmir sokaklarında koş özgürce… Şehir şehir yaşa bu lezzeti… Mardin’e, Hatay’a, Osmaniye’ye git Karış karış gez bütün Anadolu’yu… Tertemiz bir defter sayfası daha açıldı bugün senin için! Hayat önündeki sayfadan sana bakıyor Ne geçmişin tozlu sayfalarında kalmalı, Ne de düşünmeli şimdiden bir sonrakileri… Yarın uyanacağın belli mi o derin uykudan! Uyuma bugün öyleyse, bugün aç gözlerini! Al kalemi ve başla yazmaya, sana biçilen sayfayı Dolu dolu ve özgürce yaşa bu kıymetli hayatı… Keşke dememek için bir şansın daha var bugün! Özlemini kurduğun köyüne koş, yani çocukluğuna… Neler değişmedi ki onca yıl… Okuldan sonraki ilk durağından hala eser var mıdır? Yoksa çoktan kalkmış bir otobüsün sessizliği mi sarmış iki kale arasını? Fahriye Nine hala sağ mıdır? Az mı severdi seni, bütün o yaramazlığına rağmen… Sevilmeyecek çocuk da değildin hani, Gözlerindeki yaşla anımsayacaksın o küçüklük halini… Bir köşe başında, tam otuz yıl geriye getireceksin zamanı… Acısıyla, tatlısıyla, kederiyle ve çocuksu sevinciyle; Büsbütün yüreğine dokunacak hayat! İşte o zaman anlayacaksın yaşadığını; Dudaklarında buruk bir tebessümle, Gözlerinden çocuksu yaşlar dökülürken… Tıpkı otuz yıl önceki gibi… Not: Bu şiir Osmaniye’de düzenlenen 22. Uluslararası Ekmek Ödüllü Şiir Yarışması’nda üçüncü olmuştur.