Kulağım
Uzayıp giden
Dışarıdaki merdivenden gelen
Ayak seslerinde
Hiç biri benim için değil
Hiç biri bana gelmiyor
Bu aralar hep sayfa sesleri
Bu aralar kalem ucundaki topun
Soldan sağa salınma sesi
Kendimleliğin çekilmez sessiz konuşmaları
İçimde dönen sessizliğin
Küfürbaz okları
Öteki insanları düşünen ötekiliğimin
Duvar yankıları
Camda gittikçe
İntihar denemelerini sıklaştıran
Yaprak yaprak ölen
Çınarın ölüm düşüncelerinin
Müstesna halleriyle
Yüksek çözünürlüklü gösterimdeki
Özgür hücremde yaşam
Öylesi bir yalnızlık
Yalın
İzsiz
Çok sesli bir sessizlik
Bazen sonbahar yapraklığı
Bazen insomnia gözlerinin kızarıklığı
Telefonda bir iki titreme
Ellerim sabit
Ve dahi bedenim
Yalın
İzsiz
Sessiz
Ve
Yalnız
Beynimdeki depremlerin faylarında
Uyanışlar bin yıllık
Yıkıyor coğrafyaları
Titreye titreye
Devriliyor hepsi
Bir ben dik
Bir ben bayrak direği
Bir ben rüzgarla sarsılan
Yıkılmayan
Devrilmeyen
Yalın
İzsiz
Issiz
Sessiz
Ve yalnız
Merdivenlerin ulaşamadığı
Unutulmuş bir binanın
Çatı katı
Fareli
Örümcekli
Bol hatıralı
Sırlarla saklı
Sırasını bekleyen
Titreye titreye
Devrileceği günü
Yahut bir tiner kokusunda elleri
Herhangi bir ötekinin yakma potansiyelinde
Ranta kurban gitmeden
Ölümünü gözleyen
Yalın
Issız
İzsiz
Sessiz
Yalnız