Ve işte kayboldu gökyüzünün esrarengiz ruhu,
Gece nöbetleri karıştı maziye.
Çocukluğumuzu renklendiren,
O neşeli baharlar yok artık.
Kimsesizlere uzanan dostluk elleri,
bir düşman gibi bakıyor bizlere.
Umutsuzlukta denizin derin sularında,
uslanmaz fırtınalarla boğuşur oldu tek başına.
Vitrin gibi denizi izleyen şehrin sokaklarında,
dertlerle boğuştum durdum tek başıma.
Yalnızlığım elimde,
umudu da koymuşum ceketimin cebine
oturdum yıldızları çizdim.
Hayal kurdum sonra öylece…
Aralığın soğukları başladı gene.
Severim bu havaları bilirsin;
sarhoşluk verir ruhuma aynı bir şarap misali.
Tutku dolu anılar biriktiririm,
masallarla avuturum kulaklarımı.
gene de dayanamaz,
yıkılır mutluluğa çizdiğimiz o döşeme taşlı yol.
Otururum sonra balkonda,
bir sigara yakarım kendime,
hayatı düşünürüm öylece…
~ A. Furkan Şensoy