Amaçsızca dolaştığım dağ yolunda ayakkabımın burnuna bir cisim takıldı. Buna takılmak demeyelim de ilişti diyelim. Eğilip o parlak cismi avuçlarıma aldım. Bu halis muhlis saf altındı. Altına adeta taparım ben. Şu dünyada en çok değer verdiğim maden tıpkı Mısırlılar gibi altındır benim.
O ki şehirleri zenginleştirmiş. Kralları güçlü kılmıştır. Medeniyetler kurup medeniyetler yıktırmıştır.
Bir an nereden geldiyse ilk karım Muhlise geldi aklıma. Zaten altın denilince onun yüzü parlar gözlerimde.
Muhlise baba evinden altın kemerler, beşi bir yerdeler, altın gerdanlık ve küpelerle gelmişti.
O,pek de güzel sayılmazdı. Onu, güzel yapan o parlak beşibiryerdeleriydi. Ne zaman onları kumar borcuma saydım, o zaman Muhliseyi görmez oldum. Yoktu benim için. Hiç olmamıştı.
İkinci de, yani ikinci karım da ağa kızıydı. Kendileri katar katar altınla gelmişti kapıma. Onu telli duvaklı gelin alamadım. Kaçarak evlendik biz. Ali Ağa benim gibi çulsuza kız vermezmiş de, falanmış da feşmekân. Ne var işte aldık kızını. Altınlar suyunu çekince de teslim ettik. Yemedik ya kızını.
Bu anlattıklarıma bakarak beni namussuz, hayırsız, işe yaramazın teki bellemeyin. Ben hastayım arkadaşlar. Altın hastası. Daha doğrusu güç hastasıyım. Altınla gücü kafam evirmiş çevirmiş bir karara varmışım. İşte altının varsa gücün de var. Tıpkı padişah ve krallar gibi. Hayat bu kadar matematiksel benim için.
Nietzsche’nin de, üstüne basa basa söylediği gibi en temel istenç güç istencidir. Katılıyorum. Nur içinde yat üstat.
Size bir sorum olacak: Dünyanın ne olduğunu biliyor musunuz?
Buna dayanamayıp hemen cevap vereyim.
Başlangıcı olmayan, sonu olmayan, uzamayan ya da kısalmayan kendini dönüştüren bir güçtür.
Tıpkı bir çit gibi çevresi hiçlikle çevrilmiş ileri geri akan bir deniz. Bu denizden ben de kendi payımı alıyorum. İstiyorum, talep ediyorum. Hangisi uygun olacaksa işte o…
Bu anlattıklarımı beni kınamayasınız diye anlatıyorum ha. Laf kalabalığı yapmıyorum.
Kim ne derse desin arkadaş hastalığım dediğim, başıma taç ettiğim şey benim güç istencimdir ötesi yok.