İşlek bir caddeye açılıyor pencerem,
Bir otomobil denizine, engin…
Kimi sakin, kimi zaman dalgalı.
İklimi bazı durgun, bazı fırtınalı.
Çakıl taşları örneği,
Otomobiller cilâlı, renk renk.
Yuvarlanırcasına geçip gidiyor,
Koylarında denizimin, uzaklaşıp yitiyor.
Başımı uzatıp kokluyorum havayı,
Deniz gibi kokmuyor.
Yırtıyor körpe sessizliğini günün,
Homurtulu motor sesleri.
Siliyor hepten, bütün bütün
Kırılıyor içimdeki sükûnet düşleri.
Tam o sıra patırtılar koparıyor,
Dört bir yanda çılgın bir egzoz şenliği.
Tehdit ediyor amansızca,
Korkmuş, ürkek ciğerlerimi…
Çaresiz, telefonum elimde, her zamanki gibi,
Poz veriyorum çirkin denizime karşı.
‘Çlık’ ediyor, çekiyorum birkaç selfie
Atıyorum facebooka, oraya, buraya.
Görüyor herkes, dostlar düşmanlar,
Tıklıyorlar, layklıyorlar resimlerimi.
Sevmiş gibi yapıyorlar,
Ama biliyorum beğenmediklerini.