Derdi olmayan var mıdır bu ormanlarda
Hiç olur mu dedim olmaz öyle şey
Yapamam dedim ya anlamıyorsun
Hayır dedi serçe yapabilirsin
İşe yaramazsa ben gidiyorum
Kaybolmak ormanın karanlığında
Canlı yayınlarda kara basanlar
Doyumluk dünyanın yılanlarıyla
Canı yanmayan kaldı mı rızık ararken
Görmeden inanmam zaman daraldı
Sabah oldu dedi yarasa ben gidiyorum
Kastımı anlayan kasılıp kaldı
Kim bunları yaparsa bela arıyor
Başında şapkası tavşan kulaklı
Ağaçların etrafı sarpa sarıyor
Ben yapmadım dedi tilki ben gidiyorum
Kızgınlar kuzgunlar kurtlarla dans
Benimle olmaz dedi kirpi dikenlerim var
En büyük diş fillerde olur
Büyüklük sadece dişte mi olur
En masum hayvan ayağa kalksın
Beni unutun dedi karınca günahlarım var
Bir kurnazlık sezdim ben gidiyorum
Ürperten sesleri kim çıkartıyor
Korkular korkakların kabuslarında
Ben buradayım dedi aslan “sakin ol biraz”
Can korkusu sarmış hemen her yanı
Kuşkulandım dedi ceylan ben gidiyorum
Kabalaşmak zoraki kara kaçanlar
Nezaket ormanın doğasında var
Ortada ki ayıya gerdan kır dedim
Burnumun direği sızladı bu koku nedir
Bana müsaade dedi tavşan ben gidiyorum
Sazı almış eline çalan çalana
Ağustos ayında bu şarkı nedir?
Temizlenir mi günahlar yalanan yalana
Prensini beklerken çirkin kır atlı
Çok bozuldum dedi maymun ben gidiyorum
Daha ne söyleyeyim sivri sinek saz
Bataklığın içinde leş kargaları
Aradığım huzura ulaşılmıyor
Ne temizlik nede hijyen arama
Hepiniz kalın burada ben gidiyorum
Mehmet BONCUKOĞLU