Tüm ruhumu saran korku kaslarımın gerilmesine nefesimin daralmasına, ellerimin titremesine sebep… Bu manzara çoğu normali epey yorar. Benim se sıradan bir anımdır çoğu zaman.
Yaşam manasız, gereksiz, soğuk ve boğucudur. Hava hep kasvetli, mevsim hep kıştır.
İnsanlar deli ol dünya senin kahrını çeksin derler. Bu kertede yine de sen dünyanın kahrını çekersin. Yoktur ortası. Yüreğin alacakaranlıklarda sıkışır. Seher vakitlerinde acır.
Çoğunluk sözlerine aldırış edilmez. Davranışlarına gelince, onların eğlencesisindir. Her sokakta bir sataşan, her sotede gülüşenler olur. Delidir ne yapsa yeridir diye aldırmaz görünürler. Bir o kadar da korkarlar delilerden.
Orta çağda delilere prangalar vurulurmuş. Birçokları aileleri tarafından eve hapsedilir, gün yüzü gösterilmezlermiş. Deli barındıran evler, hep uzak durulacak mezbeleliklermiş.
Bu zamanda çok değiştiğini düşünmüyorum. Benim deliliğimi kim hoş karşılayabilir. Kimse. Hepsi sözdedir. Hastalıklara kibar adlar takılır. Misal deli denilmez zihinsel engelli denir. Zihinsel engelli olmak benim deli olmadığımı göstermez. Sadece inceltilmiş, bir tornaya sokulmuş, uygun bir şekil verilmeye çalışılmıştır. Zaman zaman da acıyan bakışlar deler gözlerini. İçinde biraz da öfke barındırır.
Tıp literatüründe, ise ilgi çekici adlar konulmuştur. Güya delikliğin türleri varmış. Şizofreni, bipolar, manik depresif… Uzar gider. Nihayetinde değişmez gerçektir.
Delilik neye ve kime göredir bilinmez. Davranışların çoğunluğa uymuyorsa delisindir. Onlar hep aykırıdırlar. Dünyaya tersinden bakarlar. Toplulukların göremediği birçok perspektife sahiptirler. Farklı üretimleri vardır. Düzen, sıradanlık, biteviyelik onlara göre değildir. Bir şey bazen vardır, bazense yoktur. Darma dumandır kafalar. İşte onları deli yapan da budur.
Bu çağda yaşayabilmek, ayakta kalabilmek ancak bir delinin baş edebileceği bir durum gibi görünmesi gayet normaldir.