Bugün bir şeylere öfkeli idim en çok da Ankara’ya geldiğimde seni Mülkiyelilerin karşısında kapanan Dost Kitabevi’ in önünde bekliyorum diyen kuzenim Devrim’e.
Sonra metroya geldim Devrim’den sonra hiç Ankara’dan kitap almayan ben oradaki kitap fuarına girmeye karar verdi nedense.
Tam bu sırada uğultulu acayip hırıltılı sesler duydum döndüm arkama.
Tek bir tekerlekli sandalyede iki tane yirmili yaşlarında engelli oğlunu taşıyan altmışlı yaşlarında saçlarına beyazlar düşmüş başı önünde adama
Dedim kızım çok şımarıksin ve bu kadar öfkelenme lüksümüz yok bizim yok git insanlara yardım et kalanlar için yapacak çok şeyimiz var
Sonra metroya indirim otogara geldim valizim X Ray cihazından geçerken önümdeki kızın cihazda valizi açıldı. Bunun üzerine babası uluorta bağırdı.
İşte o anda tutamadım kendimi içimde biriken tüm duygular orada patladı ve adama ” Kızına böyle bağıramazsın. Ne burada ne başka yerde ” dedim. Adam sustu.
Biliyorum bizlerin bazı konularda susma hakkı yok,
Burjuva şımarıklığına kapılmaya da.
Ve bu yazıyı yazarken benim hayatımda son derece özel bir yeri olan ayrıksı bir usta olan Ferit Edgü’den bir alıntı ile yazımı toparlamak istiyorum.
Unutmayın ki, kitaplarda yazılanlar, okullarda öğretilenler her zaman doğru değildir.
Yolcu!Bir gün yolunu yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yeni bir yol ara kendine.
Ferit Edgü