Bakir kızların yünlü toprağı kırmızı,tutkun bitki şarkılarıetek altı salıncak…
Rasyonel bir işlemin füme rengi,bardaktaki konyak kalpteki vektör.
İçinde, Tanrı tanımaz(Tanrı bilir her şeyi) makinist avucunda siyah kehribar,parmağında ametist savaş yorgunu elçisi, barışın Endülüs gözlü bir çocuk şarapnel parçalarında arayan katilini.
Pahalı kentlerin gökdelenlerinde Rönesans’tan bir oğlan(Sansasyonel!) kavuşturdu özgürlüğe nilüferleri(…Kuzguncuklar ağlıyordu kafeste/demirin mavi kalıbı/gözlerde ırmak).
Yıkadım meleğimi öz suyumda hattında ateşin çekildi telgraflar camgöbeği bakışlı çılgın rahibeye, kolundaki yara çoktan kangren bağlamış bir öyküyü anımsattı bana.
Bir insan çizdim sonra, kadınlar çizdim… Mermer sütun andıran heykeli(masamdaki broş yüzleri) terk edilen kuş tüyü kadar naif orantılı yelpaze.
İnancım, inançlarımız, küfr sakızında karanlık tortusu, dudakların açılıp kapanması, naftalinden gül imparatoru(bahçesinde ölüme yatan baykuş).
Uçurum dönme dolaptı gökyüzünde yeni bulunan puslu bir kıta(atlası kayıp).
Benim kabilem “UbUnTu “-BÜYÜLÜBİR ÇAĞ-çaldı kitaplarımı “Batlamyus”
Akıyor süt arı sudan katran bir bebek yapışan ormanlık alana( Otlaklar ağustosböceği görmedi bu tarihten sonra / kunduz izi/).
Şimdi/bir gelinim kast sisteminde/ çaldı böcekler ayaklarımı(kalbimi asla!) indirildim lahite-bekliyor başucumda alevden ejderha (Bir yudum su! Ah, kitaplar!)
Çünkü aykırıydı Soraya/Aykırılık miladın kanlı ayeti/ Sessizliğin hıçkıran sesi!
Taşladık Soraya’yı/Salınan saçlarıyla siyahi gecede düş kuruyor aydınlığın içinde hala!