Ruhum, bu dünya telaşında bitap düşmüştü
Yaşanmışlıkları tekrarlayıp gündeme getirerek yaptı kendine bunu
Kendi kendine yaptığı ilk şey bu değildi elbette.
Geçmiş geçmemişti oysa onun için, takılı kalmıştı bir kere oraya
Geleceğin bilinmezliği içerisinde sıkılmış vaziyette bulduğu gibi kendini
Şimdiki zamanı ise yaşayamadan ömrünün geçtiğini unutuyordu.
Gerçeklerin ne olduğunu biliyordu ama her bildiği doğru muydu
Bildikleri onu kurtarmaya yetmedi, yetmesi için belki de çabalaması gerekirdi
Çabalayanların bir şeyler alacağı bir hayattı onun yaşadığı ve yaşamakta olduğu
İstemek ve harekete geçmek belki ona iyi gelecekti.
İçindeki çığlıkları da duymuyordu, duymak istemiyordu belki de
Kulaklarını kapatmıştı o sese ve kapattığı için de o ses yükselmemişti bir türlü.
Ama şimdi, şimdi farklıydı, işler karışmış dengeler değişmişti
Buraları tekrar onarmak zorlu bir süreçti onun için ve bunu da biliyordu
Her yaranın izi kalıyordu sonuçta hiç gitmeyecek bir şekilde
Ne kadar silsen de silemesen de onların varlığı orada daimi idi.
Sonlu olan bu dünyada ruhu bir şeyi aramaktaydı ama neydi o
Sonsuzluktu aradığı ama halen bunu bilememekteydi
Tüm odağı dışarıdaki şeylerdeyken içerisinde olanı nasıl bilebilirdi ki?
O arayışın biraz da iç aleminde oluşması gerekiyordu oysa
Ararken de yorulmadan ve darbe almadan da ilerlemesi mümkün değildi
Çünkü kolay olanı değil zor olanı arayıp bulması gerekiyordu.
Bir yandan da kendini iyileştirmesi, yaralarını sarması lazımdı
Ve öncelikle düşüncelerine, duygularına bunu yapması gerekti
Kime gittiyse nereye uğradıysa bulamadığı o şeyi bulmak istiyordu;
Elbet bir gün…