Adam buz gibi havada yürürken, bir an evvel sıcak yuvasına kavuşmayı hayal ediyordu. Dar yollardan apartmanın bulunduğu sokağa saptı. Apartman kapısını ardına kadar açtı. Asansöre yöneldi. Fakat asansör arıza sinyali veriyordu. Öfkeyle merdivenlere yöneldi. Adımlarını ard arda atıp soluklandı. Son zamanlarda sigarayı abartmıştı. Boğazına takılan balgamı temizleyip beş altı basamak çıktı. Apartman otomatı bir yanıp bir sönüyordu. Bu da onu çok öfkelendiriyor, söylenmesine engel olamıyordu. Birkaç basamak çıktıktan sonra merdivenlerde bir şeylerin farklı olduğunu hissetmeye başladı. Hisleri onu haklı çıkarır gibi basamaklarda öbek öbek kandamlaları vardı. Önce önemsemedi. Birinin burnu kanamış galiba gibisinden saçma sapan bir düşünceyle gerçeği geçiştirdi. İlerledikçe kan kokusu çürümüş et kokusuyla karışmaya başladı. Burnu onunla oyun oynuyordu. Bence karşısına çıkacak şeyden öylesine korkuyordu ama geri dönmeye ne gücü ne de isteği vardı. Sonunda belirsizlikle yüzleşmeye karar verdi. Basamakları hızla çıktı. Adımını atar atmaz birden önüne kesik bir baş çıktı. Olduğu yerde tökezledi. Midesi kalktı. Gözleri korkuyla açıldı. Önce merdivenlerden aşağıya inmek istedi. Ayakları bir aşağıya bir yukarı yöneliyor, nereye gideceğine bir türlü karar veremiyordu. Ne yaptığının farkına vararak durdu. O sırada merdivenlerin otomatiği söndü. Elini sağa sola hareket ettirdi. Otomatik tekrar yandı. Önünde duran kesik baş öylece ona bakıyordu. Kalbi nefes borusundan çıkacakmış gibi atıyor, şakaklarından ter boşalıyordu. O sırada alt kat komşusunun kapısı açıldı:
-Kim o?
Adam ses çıkartmadı. Kadın tekrar:
-Kim o?
Adam sessizce köşesinde kadının içeriye girmesini bekledi. Sanki ayak sesleri basamaklara tırmanıyordu. Ya da ona öyle geldi. Korkusu ve heyecanı iki kat arttı. Bir müddet sonra ses kesildi. Daire kapısı gürültüyle kapandı. Bunun üzerine adam rahat bir nefes aldı. Bir an önce oradan uzaklaşmalıydı. Midesi bulanarak yere eğildi. Kesik başı parmak uçlarında tuttu. Sonra da pardösüsünün altına alıp hızlı adımlarla dairesinin kapısına yöneldi. Kapının anahtarını boşta kalan eliyle aradı. Anahtarı bulamıyordu. Pantolon cebi, pardösü cebi derken kemerine taktığı anahtarlık aklına geldi. İşte anahtar oradaydı. Kesik başı mecburen yere koydu. Titrek ellerle anahtarı bulunduğu yerden çıkardı. Kapıyı açtı hızla içeri daldı. Kesik başı kapı girişinde unutmuştu. Aceleyle kapıyı açıp onu aldı. Telaşlı adımlarla mutfağa yöneldi. Amacı onu buzluğa koymaktı. Buzdolabının kapağını açtı. Dolap ağzına kadar yiyecek doluydu. Buzluğundaki yiyecekleri boşalttı. Kesik başı oraya yerleştirdi. Ardından rahat bir nefes aldı. Eline kan kokusu sinmişti. Hemen banyoya koştu. Vücudunu, derisi kalkana kadar keseledi.
Çıktığında ortalık sessiz ve karanlıktı. Midesi bulandı. Kendini banyoya zor attı. Midesi boğazından çıkarcasına kustu kustu…
Eli ayağı titriyor, başı dönüyordu. Bir anlığına kendini kaybedip, yere yığıldı.
Epey bir zaman yerde kaldıktan sonra tökezleyerek kalktı. Etrafına bakındı. Yorgun vücudunu kanepeye bıraktı. Gözlerini tavana dikip kesik baştan nasıl kurtulacağının planlarını yapmaya başladı. Öncelikle büyük bir çanta bulmalıydı. Titrek adımlarla gardıroba yöneldi. Karşısında büyücek bir valiz duruyordu. Valizi alel acele alıp hole koştu. Kesik başı parmaklarının ucuyla tutup valize koydu. Uzvu valizde sabit tutabilmek için yanına yönüne banyo havluları sıkıştırdı. Her şey hazırdı. Şimdi çıkabilirdi. Aklının bir köşesinde kafayı atabileceği ya da gömebileceği yerler vardı. Bu düşünceler içinde asansöre yöneldi.
Arkası yarın….