Kanlı ibremi yeşil örtüye astım
Atlasımdan çıkan zebani , boynumda bir dilin grameri
(Bir deniz kazasında Rembrandt cevşenimin ipi)
Sokağın başında ölümü gözleyen çocuk, bir kemanı tutuyordu göğsünde
Ağzında kar tanesi….Buzdan dişleriyle astı ağaçlara cesedini
İçimden deli bir adam konuşuyor. Sessizlikte çığlığı yalayan zihnimi. Labirentler yürüyor
karnımda, şehrini arıyor bir kedi
Haykırıyor deli:
“Bedeninden çıkan eller, karanlıkta parlıyor!”
Yürüyorum kayalıklardan. Ayaklarımda aynalar… Çatlıyor tabanlarım ve görüyorum
kendimi.
Elmastan rasathanem yıldız üçgeni
Şimdi tüm kuşların arınma vakti!
Bir günahın ortasında kuruttum gözlerimi, savurdum çalılara. Ay ışığında uzayan karanlıkta
tanrı heykeli…(Eğilen başım kılıçtan kurt-saydam mahlûk)
Kanatlarını ver bana baykuş, tüylerini ver! Mürekkep ruhumu at kuyuya!
Kanlı ibremi yeşil örtüye astım. Sokağın başında ölümü gözlüyordu çocuk
Gördü ağaçta beni/Bedeninden çıkan eller parladı karanlıkta
Sarsıldı ağaçlar, insandan çalılıklar…
Ve vurdu kendini!