Liseyi yeni bitirmiştim ailem köye dönmemi istedi bn calismak istiyorum dedim ama izin vermediler okuyupta ne olacaktı. O zamanlar köylü ailem bakış açıları kötüydü belki eski kafalı da diyebilirim. Ben guzellestim büyüdüm serpildim köy yerinde hemen nişanlandılar beni çünkü sahibim olması gerekiyordu. Evlendim kocamı sevmedim ama özgür olurum sandim. Kayınvalidem de evdeydi. Bizimle yaşıyordu. Çarşı icinde bahçeli bir evde oturuyorduk.hic çarşıyı görmemiştim. Eşim alışveriş yapar ben evde ekmek yap, kaynanaya bak, çocuklar koca yemek çamaşır derken akşam oluyordu.Tam uyuycaksin kocanın elini hissedersin. Dinlenmek bana haram diye düşünürdüm. Eşim para kazandığında kaynanamın üstüne yatardı para neden çünkü olurda kocama birşey olursa para bana kalmasın. Ama kocam dusarida çok sevilen bir insandı, onların gözünde kocam adeta bir iyilik timsaliydi. Ama evde bana çocuklara asla sevgi gostermezdi. Aksine misafir gelen çocuklarla çocuklarımın gözlerinin önünde oyunlar oynayıp sakalasirdi. Çocuklar da bu duruma çok uzulurdu. Bazen bizi arabaya koyar gezdirirdi ama sadece arabadan izlerdik kafede çay içenleri . İçim erirdi sanki bende gitmek isterdim ama kocam 3ve gerçekten de her türlü alışveriş yapardı başka birşeye ihtiyacımiz olup olmadigini yalnız zaman geçirmek istediğimi anlamazdi. Belki bnde kendimi çok fazla anlatmadım bilmiyorum. 17 yaşında evlenince üç çocuk tabi kendimi bile düşünmeye zamanım yoktu ki. Sonra apartman a taşındık orda komsularimin yasantilarini görünce bambaşka yaşamlar var dedim. Yavaş yavaş yasadikarimin şiddet olduğunu anladım. Arada tokat yedigim yada içkili olduğunda döverdi ve kaynanam bana içkili yarın hatırlamaz derdi. Komşular da eşimi çok severdi. Oturmaya geldiklerinde bize ben pek konusamazdim ya yanlış birşey söylersem diye korkardım. Hatta kaynanamın eskilerini giyerdim ya da onun eteklerini bozup kendime çocuklara dikiş dikerdim. Parayı nerdeyse unutmuştum. Birgün eşim hastalandı kalp krizi ile felç birlikte geldi. Kaynanamla hastaneye gittik yoğun bakımda kapıda pijamalarini değiştirmem gerekiyordu. Gözleriyle bana acıyla baktığını hissettim. Sonra toparladı kendini ve bana dedi ki özür dilerim gerçekten çok üzgünüm sana yasattiklarim için dedi. Ben saskindim ne demek istediğini sordum. Bana hastalandığımda dedi annemle kapıda duruyordunuz ya ben altımı kirletmistim ve annem karım kapıda ama ben karım altımı temizlesin diye gözlerinin içine baktım dedi. İşte o an dedi tam o an benim için ne kadar kıymetli olduğunu anladım dedi. Benim için bu gecikmiş hayatımın giden 33 yılının telafisi değildi elbette. Affetmeeim ama çocuklarım vardı ekonomik durumum kötüydü ve ailem de beni resmen başlarından atmıştı. Kimsem yoktu mecburdum ama gerçekten bana 33 yıl sonra çok iyi davranmaya başlamıştı. İçim kırık olsa da kendimi toparlayıp hayatıma cocuklarim için devam etmeliyim dedim. Düşünsenize koskoca bir hayat birinin sizden güçlü olması nedeniyle sizi insan olarak görmemesi hizmetçi gibi görmesi çok yazık. İçinizdeki sevgiyi öldürmeyin ve sevdiklerinize değer verin kıymet verin korkmayın. Ben sevgisiz bir hayat yaşadım ama çocuklarıma sevgimi verdim. Çocuklarım hala evlenmiyorlar çünkü erkekleri bencil olarak görüyorlar onlar adına da üzgünüm tabiki. O yüzden tüm erkeklere sesleniyorum el iyisi olmayın ev iyisi olun.