Kaç beşli geceler geçirdim altıya bağlanan
Ellerimde olmazdı kelepçe
Ayağımda olmazdı prangalar
Şimdi loş kaldırımdan geçip gideceğim
Ne uğruna savaştığım toprak
Ne çevremde insanlar
Ne ormanların yeşili
Ne sırtımda yeşil parkam
Sadece asker yeşili koridorlarda
Adım adım gidiyorum
Orada duran
Yağlı ilmiği takmaya boynuma
Parkamı alacaktır elbet Bora
Beni gömün Taylan Özgür’ün yanına
Bilirim gömdürmezler beni
Kim bilir kaç uzakta olacağız
Hüseyin’le Yusuf’la
Ölüm Filistin yolunda uğrayıp da yediğim
Baklava kadar tatlı değil
Ya da bir felsefe dersinde tartışmak kadar haz verici değil
Ama biliyorum
Sınırsızın sonsuzun
Yıldızların özgürce türküler söylediği yere gidiyorum
Hasretim ama çokça hasretsiniz bana
En son öptüğüm sevgilimin son kez elini tutamadan
Tutacağım biliyorum ölümün ellerini
Talimlerde ellerimden kayan toprağın içine girmek
Ne ilginçtir kim bilir
Kim bilir kaç milyar kişiyle aynı kaderi paylaşıyorum
Onun altında
Yeniden var olur muyum bilinmez
Bir çiçeğin özünde ya da bir emekçinin midesine giden nohutta
Ama şu an dalımdan koparılıyorum
Korkmam inanın bir baklagil olup da
Girince emekçinin proleterin ağzına
Onlar için yok muyduk zaten
Onlar için değil miydi kavga
Yedi yöre
Dört iklimde
Mutlu olmaları değil miydi amaç
İşte onlar için gidiyorum
Geride bıraktığım
Kavgamdan başka parkam
Kalemim
Saatim ve kazağım
Annemde o öğrencilerinin yüreğine gidecek yolu açar mı
Var olur muyum annemin gözlerinde
Bakar mıyım öğrencilere
Anlarlar mı beni onlarda
Yoksa asarlar mı
Yine geçerken Fatsa’dan Karadeniz’den
Devrim marşları duyulur mu takalardan
Bir hayvanı sağan kadının ellerindeki nasır olarak anılır mıyım
Kim bilir
En sevdama kavgama düşkün halimle gitmekteyim
Yıldızlar ülkesine
Sınırsız ve özgüre doğru
Beni gömün Taylan Özgür’ün yanına
Kesik bıyıklarımla tanır mı bilmem Taylan ama
Bıyık bırakmak da yasaktı bana
Şimdi sizlere diyorum ve korkmadan adımımı atıyorum
Hadi Eyvallah dostlar, yoldaşlar
Bir gün buluşuruz yıldızlar ülkesinde elbette
Şimdi gidiyorum Nâzım’ın yanına
Taylan’la bir şiirini okuyacağız ona
Sonra kucaklayacağım Hüseyin’i de Yusuf’u da
Kavgamız size emanet
Haydi Eyvallah