Benim adım: Melek
Karanlığın bedeninden geldim
Annem, o itaatkâr ve sonsuz kadın
Toprakta doğurdu beni, korkuyla emzirildim
Güneş, saçlarımın düğümlerini çözdü; ağzım ayrık-uyku kokan duvarlar
Bronz bir ayna ve bir iskemle: Tüm hayat!
Dağa kaçan ürkek hayvan, yaralı üveyik
Gözleri idam mahkûmu esir- son lokmasını çocuğuna ayıran
Veyahut kafası hep silahla yoğrulan o insan kadar mağdur
Susan, susturulan kasık ağrısı bendim!
Tavernada küllerin içinde-otomobil kokusu-tütün kolonyası-dudaklar…
Boş bakışlarım- beslenme çantam-kırık ekmeğin eskisiyle harmanlanan
Ve okul yerine soğukta it gibi titreyen, kalçasında izmarit!
Akşam vakti pencere kenarında sokaktan geçen çocukların oynadığı oyun
Hepsi bendim, hepsi!
Pembe, mavi, mor, rengârenk alaycı kuşun tokamdaki eli
Krepon kâğıdı, makas kesiği, ruj izi
Doksan dokuz kez coplanan, yüz kez yeminli!
Denizkızı, Pamuk prenses, Külkedisi: Bütün bunlar bendim!
Melek: Karanlıktan gelen
HİÇ DOĞMADIM, BU YÜZDEN ASLA VAR OLMADIM!