Günlerden bir gün, Bir sel kurtaracak beni bu yükten. Tüm yazmalarım, Deli suların içinde akıllanacak. Hepsi hamur hamur olmuş, Üstünde tek bir okunaklı kelimeden aciz. Tüm yazmalarım, Dağılmış her bir tarafa. Artık yazmak, Zaten hiç başlamamış Ve bundan sonra da sürmeyecek bir bela. Ellerim ise acı ile kaleme yapışmış gibi. İşitmez misin, Kalemin kağıdı nasıl çektiğini? Şeytan köşede oturmuş bu günaha imreniyor. Yazmak acıyı iğneleyen bir aşk, Kelimeler de ip gibi dizilmiş. Geriye benim yalvarışlarım kalmış.
Yazıyı nasıl buldunuz?
Oy için yıldıza tıkla!
Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı
Oyu yok
We are sorry that this post was not useful for you!
2002 yılında doğdum. Marmara Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nde 3. sınıf öğrencisiyim. Liseyi bitirdikten sonra edebi çalışmalarımı daha da derinleştirdim ve çeşitli dergilerde şiirlerim ve yazılarım yayınlandı. Fotoğrafçılık, film ve müzik büyük ilgi alanlarım arasında yer alıyor. Yazmak, benim için Camus'nün "Kendimi mi öldürsem, yoksa bir fincan kahve mi içsem?" dediği yerde, kahve yerine birkaç satır karalamak anlamına geliyor. Bu yüzden, yazılarımda kendimi ve dünyayı daha iyi anlamaya çalışıyorum. Burada, okuyuculara defterimden portreler sunarak, kendi dünyamın kapılarını aralamayı umuyorum. Edebiyat yolculuğumda, her zaman yeni hikayeler keşfetmeye ve kendi iç dünyamı yazıya dökmeye devam ediyorum. Bu dergide de sizlerle paylaşacağım yazılarımda, sizleri kendi dünyama davet ediyorum. Tüm ihtiyacımız olan anlatmak ve anlaşılmak, isimleriniz dimağımda hatırlanmayı bekliyor.