Yine geldi bir 8 Mart.
Hadi sıkıysa yazma!
Nitekim ben de kendi bakış açımı yazmayı bir sosyal sorumluluk görüyorum,
Baştan söyleyeyim kimse bana çiçek falan vermesin. Benim için özüne aykırı.
Evet isteyen istediği gibi kutlayabilir. Buna da saygım var ama ben devrimci bir duruştan geliyor dahası kendimce feminist bir yanım var.
Nasıl kadın kotasını son derece karşı isem 8 Mart gününün kadınlar günü olarak kutlanmasına da o kadar karşıyım. Çünkü böyle bir gün varsa erkekler günü de olmalı bu da oldukça komik.
Bu bir anma günüdür.
Bu bir emeği ile mücadele edenlere saygı günüdür.
İnsanlar insanca ağlamayı da acı çekmeyi de bilmelidir.
8 Mart tüm emeği ile onurluca, omurgalı direnen, eyvallah demeyen pes etmeyenlerin günüdür.
Lütfen kendi eğlencelerinize, burjuva adetlerinize alet etmeyin,
İşin ruhuna ters.
İlla bir şey yapacaksanız uyarınıza da gelirse bir tek başına direnen kadına gülümseyin yeter,
Ben Ankara’da kadın yürüyüşüne katılacağım içimdeki tüm şarkıları söyleyeceğim,
Uyarınıza gelirse beklerim.
Yaşasın dünya emekçi kadınlar günü,
Yaşasın kadın emeği,
Yaşasın kadın dayanışması!