• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Öykü

Yürekteki Liman

mehmetaluc by mehmetaluc
29 Ekim 2025
in Öykü
0
Yürekteki Liman
0
SHARES
6
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

 

Yürekteki Liman

 O, kimsenin görmediği bir gemiyi her sabah yüreğinden uğurladı.

 

Bazı insanlar sessiz yaşar, sessiz sever, sessizce bekler. Ama yüreklerinde öyle fırtınalar kopar ki, dışarıdan bakan hiçbir göz bunu göremez. Bu öykü, bir kadının sessizliğinde sakladığı bir denizcinin hikâyesidir. Bir liman gibi bekleyen, bir dalga gibi özleyen, bir rüzgâr gibi hatırlayan bir yüreğin izini sürüyoruz. Çünkü bazı sevgiler, bedenin değil, yüreğin içinde yaşar. Ve orada hiç ölmez.

Evin penceresinden içeri süzülen sabah ışığı, odanın köşelerinde dans ederken, eski bir sandalyede oturan kadın, ellerini dizlerinde birleştirmiş, gözlerini pencerenin dışına dikmişti. Saçları, gökyüzünde ağır ağır süzülen pamuk bulutları gibi beyaz ve hafifti. Zaman, saçlarına dokunmuş, onları yumuşatmış, hafifçe kabartmıştı. Yüzünde yılların bıraktığı izler, bir harita gibi çizilmişti. Kaşlarının altındaki iki küçük gölge, bir zamanlar ışıl ışıl parlayan gözlerin yerini almıştı. Şimdi orada, uzaklara bakan, ama hiçbir şeyi görmeyen iki durgun göl vardı.

Kolları, bir zamanlar çocuklarını kucaklayan, sofralar kuran, bahçede çiçek diken o kollar, şimdi incecik, narin birer dal gibi duruyordu. Ama o narinliğin ardında, kimsenin göremediği bir güç vardı. Çünkü o bedenin içinde, devasa bir yürek atıyordu. O yürek, nice fırtınalara dayanmış, nice ayrılıklara direnmişti. Ve o yüreğin en derin limanında, bir denizci yaşıyordu. Üniforması deniz kokan, gözleri ufka bakan, sesi martı çığlıkları gibi yankılanan bir adam: Yaşar.

Yaşar, denizlerin çocuğuydu. Rüzgârın yönünü yüzünden okur, dalgaların dilini anlardı. Her sefer dönüşünde, cebinde bir avuç deniz kabuğu, elinde tuz kokan bir mendil, gözlerinde ise hep aynı özlemle gelirdi. Zahide, onu beklerdi. Her sabah, her akşam, her mevsim. Penceresinden denizi göremezdi belki ama yüreğinde hep bir deniz vardı. O deniz, Yaşar’ının sesini taşırdı ona. “Zahide’m,” derdi rüzgâr, “limanım sensin.”

Yıllar geçti. Çocuklar büyüdü, evden uçtu. Yaşar’ı bir gün dönmedi. Ne bir haber, ne bir iz. Sadece bir çift çorap, bir pusula ve bir mektup kaldı geriye. Mektupta, “Eğer dönemezsem, bil ki yüreğindeyim,” yazıyordu. O günden sonra Zahide’nin gözleri daha da soldu. Ama yüreği… O yürek hâlâ doluydu. Her sabah pencereye oturur, rüzgârı dinlerdi. Belki bir ses, belki bir iz, belki bir düş…

Komşular onun yalnız olduğunu sanırdı. Oysa o hiç yalnız değildi. Çünkü yüreğinde bir kaptan yaşıyordu. Her gece, gözlerini kapattığında, o kaptanla denize açılırdı. Dalgalarla konuşur, yıldızlarla yön bulur, martılarla yarışırdı. Sabah olduğunda, gözlerinde bir damla tuz, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme olurdu.

Bir gün, kasabanın çocuklarından biri, Zahide’nin bahçesine topunu kaçırdı. Topu almak için içeri girdiğinde, yaşlı kadını pencere önünde otururken gördü. Kadın, çocuğa döndü, gülümsedi. “Denizi sever misin?” dedi. Çocuk başını salladı. “Benim yüreğimde bir deniz var,” dedi kadın. “Ve o denizde bir kaptan…”

Çocuk, anlamadı belki. Ama o günden sonra her gün uğradı Zahide’ye. Onun anlattığı hikâyeleri dinledi. Kaptanın maceralarını, fırtınaları, yıldızlı geceleri, uzak limanları… Zahide anlattıkça, gözleri parladı. Kolları hâlâ çelimsizdi, ama sesi güçlendi. Çünkü anlatmak, yaşatmaktı. Ve o, yüreğindeki kaptanı yaşatıyordu.

Yıllar sonra, Zahide’nin evi boş kaldı. Ama bahçedeki limon ağacının altına küçük bir bank kondu. Üzerine şu satırlar kazındı:“Bir yürek düşün, içinde bir deniz. O denizde bir kaptan, adı Yaşar. Ve o kaptanı yaşatan bir kadın: Zahide.” Ve rüzgâr, hâlâ o evin penceresinden içeri girer. Belki bir selam, belki bir veda, belki de bir vuslat… Ve bir gece, rüzgâr pencereyi hafifçe araladığında, Zahide başını kaldırdı. Gözleri hâlâ fersizdi ama yüreği bir şey duymuştu. Sanki uzaklardan bir düdük sesi gelmişti. Sanki bir gemi, yüreğinin limanına yanaşmıştı. “Yaşar’ım,” dedi fısıltıyla, “geldin mi?”

O an, odadaki sessizlik bile nefesini tuttu. Çünkü Zahide’nin yüreği, yıllar sonra ilk kez hafifledi. Sanki o kocaman yürek, yükünü bırakmıştı. Sanki bir kavuşma olmuştu, kimsenin görmediği, kimsenin bilmediği bir yerde. O an teslim etmişti ruhunu almaya gelen Azrail meleğine, yanında sanki eski eşi Yaşar’da vardı, sevdiceğim dedi, ona gülümsüyordu. Ve sabah olduğunda, pencere hâlâ açıktı. Rüzgâr hâlâ içeri giriyordu. Ama Zahide artık orada değildi. Sadece bir mendil kalmıştı sandalyede. Tuz kokan, deniz gibi… Vesselam.

Mehmet Aluç

 

 

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Tags: denizoyku
Previous Post

Mühim Olan…

Next Post

Geride Kalanlar

mehmetaluc

mehmetaluc

Hayat, her anı bir hikâye olan uzun bir yolculuk… Ben Mehmet Aluç, 1962 Malatya doğumlu, Ankara’da ikamet eden bir edebiyat tutkunu olarak, kelimelerle bu yolculuğu kayda geçirmekten büyük bir keyif alıyorum. Kalemim, geçmişin tatlı anılarıyla beslenirken, geleceğe umutla bakan satırları da şekillendiriyor. Malatya’nın sıcak sokaklarında çocukluk günlerimi yaşarken, Ankara’da edindiğim tecrübeler iç dünyamı daha da genişletti. Zamanla, kelimelerin sadece bir anlatım aracı değil, aynı zamanda ruhun derinliklerine açılan kapılar olduğunu fark ettim. Şiirlerimde, insanın içsel yolculuğunu ele alıyor; öykülerimde hayatın sıradan ama anlam dolu anlarını yakalamaya çalışıyorum. Denemelerimde, hayata dair sorgulamalar yaparak okuyucuların zihninde yeni ufuklar açmayı hedefliyorum. Edebiyat benim için yalnızca bir ifade biçimi değil, aynı zamanda kendimi, dünyayı ve insanı anlama çabası. Ve bu yolculuk devam ediyor… Her kelime yeni bir pencere açıyor, her satır geçmişle geleceği buluşturan bir köprü oluyor.

Next Post
Geride Kalanlar

Geride Kalanlar

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Ekim 2025
  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Aralık 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Röportaj
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Sensizliğin İçinde
  • YILDIZ TORBASINDA DÜŞ ZAMANI
  • Yanlış Zaman / Zehra Deveci
  • Anne, Ben Hiç Ağlamadım
  • Barışın Yüreğinde / İrfan Görgün

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

KİBELE Abone
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.