TÜTÜN TARLASI
Sabahın kör karanlığında kalkan tütün işçileri, uyku mahmurluğuyla el yordamıyla aradıkları tütün bitkisini sevgiyle toplarlar. Aslında bitkiyi değil bitkinin yapraklarıdır onların aradıkları. Bu yapraklar ekmek, aş, kışın yakacak anlayacağınız yaşamdır onlar için.
Şubat ayında başlayan çimlendirmenin sonunda nisan, mayıs ayları gibi toprakla buluşturulur bebek tütünler. Biraz palazlanınca onu sevgiyle sıkan topraktan birazcık ayırmak için çapa yapılır. Bitki sıkıntıdan kurtulmanın iç rahatlığıyla büyür, serpilir, bol bol yaprak verir.
Her gün olmasa da haftada bir yapılan ziyaretlerde görülen olumlu değişim çiftçinin yüzünü güldürmeye yeter de artar. O mutlu olmak için çok büyük şeyler istemez. Toprağının yeşil yeşil ürün vermesi hazların en büyüğünü yaşatır.
Bu işin en zevkli yanı da hasadı gün be gün eve taşımaktadır. Bıkmadan usanmadan, dinlenmeden her gün gider tarlaya. İşte, en güzel, en koyu muhabbetler burada yapılır. Artık o aylardan beri verdiği emeğin karşılığını ilmik ilmik toplamaktadır.
İşte ben en güzel masalları hasat zamanları dinledim. En güzel türküleri gün ışırken söyledim. Ekmeğin en tatlı yerini bu anlarda yedim. Koymazdı yorgunluk zayıf bedenime. Çünkü mutluluğun kaynağı ellerimde, avuçlarımdaydı. O kadar yakındı bana ve diğerlerine.
Kızla oğlan aşklarını bu tarlalarda ilan etti. Bu tarladan topladığı hasatla düğünü yapabildi. Çocuğunu umutlarıyla büyüttü. Kâh ağladı kâh güldü. Ama mekân hep aynıydı.
Tütün tarlası…