Umudun Kıyıları
Çırpınıp içinde döndüğüm deniz
Elbet ben yaşlı paslı gemiyim
Görürüm Afrika’da aç çocukları
Görürüm Ege’de dalgada cansız çocukları
Limasol yakınlarından geçerken Mağusa’ya doğru
Görürüm bölünmüş şehirlerde kurşun delikleri
Ölü otellerde geçmis ruhları
Tuzuyla yakar beni Akdeniz
Pasım yasımla artar
Sina Yarımadası’nda çöl kumlarında
Görürüm pıhtılaşmış kan izlerini irili ufaklı kayalarda
Aşkelon içlerinde bomba sesleri
Gazze’de yıkık paramparça binalar
Taş taş üstüne yığılmış
Ceset ceset üstüne
Doğu Akdeniz Orta Doğu’yla bulaşmış
Kanlı dalgalar vurur göğsüme
Öte dağlarda kurşun sesleri
Susuzluk açlık
Kuş cıvıltıları yok olmuş
Yerini almış kurşun vızıltıları
Orta Doğu Orta Doğu diye uçuşur
Kıyılarına vardığımda Lazkiye’nin
Onursuz bombaların izleriyle binalar
Kurşun deliklerinden camlar selamlar
Az önce gibi izi kalmış
Aylar yıllar önce göçmüşlerin bavul çizgileri
İçlere içlere doğru
Hayat durmuş gibi dursa da Hatay’da
Dümdüz olsa da şehir içten içe
Yine bir umut gülümsemesi yelkenimde
Savaşsız huzurlu bir kent
Deprem yarası olsa da
Kan akmayan bir Asi
İnsanı Orta Doğulu Doğu Akdenizli olsa da
Kavgasız bombasız silahsız akşamüstleri
Belki dağların ardı cehennem
Çöl
Orta Doğu
Kan
Bomba
Ölüm
Zulüm
Bu dağların önü
Umuttur bana
Umuttur dünyaya
Bu demokrasi
Bu barıs
Bu huzur
Örnektir Orta Doğu’ya
Örnektir Doğu Akdeniz’e
Umuttur coğrafyanın kaderine
Biri çıkmış
Dağlarla set çekmiş
Sıyırmış bu toprakları bu kaostan
Yurtta da dünyada da barış istemiş
Yapmış da
İşte şimdi paslarım denize karışsa da
Yaşlı gövdem döner İskenderun Körfezi’ne burnunu
Umudum mutluluğumla kardeş
Yürür huzurlu geceye doğru