Yüksek balkonum tam karşıdaki düğün salonuna bakıyor. İçerisi geceye tezat, ışıl ışıl ve gümbür gümbür. Balkondan halayı izliyorum keyifsizce.
Parlak elbisesi bedenine şeffaf folyo gibi yapışık şişman kadın her yeri ile sallanıyor.
Salon kapısında iki erkek sigara tüttürüyor. Açık yaka beyaz gömlekli olan uzun boylu gençten biri, diğeri kısa. Gövdesi karanlıkta. Birşeyler konuşuyorlar.
Bir çocuk salon kapısından koşarak çıktı, bir kadın da arkasından, ensesinden yakalayıp gerisingeri içeri soktu çocuğu.
Orta yaşlı, cüsseli bir adam belirdi kapıda. Ceketinin altından kemerini düzelttikten sonra diğerlerinin yanına gitti, sigara yaktı, birşeyler konuştular.
Uzun saçlı, güzel bir kadın gözüktü salon penceresinde. Görende sanat eseri etkisi bırakan kadını pencereden kaybolana kadar seyrettim. Adamlar salondan uzaklaşıp benden taraf yürümeye başladı. Gecenin ortasında, dumanlı, üç karanlık gövdeydiler. Bir anda bağırmaya, silahlarını çekip havaya ateş açmaya başladılar.
Henüz ölmek istemiyordum.
Hemen içeri kaçtım.
SON