Bir metre bin santim uzunluğunda ağ
Kendi ördüğü yolda yorulan örümcek
Bin ağaç gördü uzaktan
Her birinin kökü vesveseden
Önce bir kâbus
Sonra bin yaprak
Ve ben
Ne bir periyim
Ne kelebek uçabilen
Bir cesedim
Köklerin altında
Yaprakların üstünde
Örümcek yorgun
Ben canımla çekişmekteyim
Cehennem rengi toprak
Hiç yakışmıyor çiçeklere
Hiç yakışmıyor çocuklara
Zaten değilim ikisi de
Peri de değilim
Kelebek de
Bir cesedim
Köklerin altında
Yaprakların üstünde
Örümcek yorgun
Ben canımla çekişmekteyim
Cehennem rengi toprak
İhanet etti ikindiye
İhanet etti yağmura
Ben görmedim
Ama gözlerim gördü
Kulaklarım duymadı
Ama ben duydum
Oysaki
Ne periyim
Ne kelebek
Çiçeğim de yok
Çocuğum da
Zamanım var
Boğazımda paslı bir saat
Boynumda akrepten gerdanlık
Örümcek yorgun
Ben yaşıyorum
Köklerin altında
Yaprakların üstünde
Cehennem rengi toprak mavi mavi kokuyor
Karanlığın çapaklı tükürüğü her yerde
Ben canımla çekişmekteyim
Bilmiyorum hangi uca yakınım
Ama çok uzağım ortaya
Kanatsız bir kelebek
Ne yapsın çiçek bahçesinde
Bebeksiz bir göz
Ne görsün penceresiz sarayda
Cehennem rengi toprak
Vesvese köklü ağaç
Kabusların yüzülmüş derisidir o yapraklar
Dallar rüyada mumyalanmış kemikler
Yoruldu örümcek
Kendi ördüğü yolda
Ben yaşıyorum
Aynamı yalancı çıkarmayayım diye
Bedire Akaray