Aklıma karpuz kabuğu, dereye kurbağa düştü. Aylardan son bahardı her yanım üşümüştü. Miskinlik benimle bir parkta buluştu. Ağaçlar uykuya dalmadan önce yapraklarını toprağa emanet ediyordu. Sırtımı dayadığım ağaç benden habersiz gibi dallarını rüzgâra okşatıyordu.
Daha önce hiç görmediğim bir böcek belirdi yanımda. Ellerimle yolunu kestim. Geçip gitmek için benimle kavgaya tutuştu. Basit bir böcek diye küçümsedim. Böceğin çok acelesi varmış gibiydi. Bana ayıracak vakti bile yoktu. Sanırım çok önemli bir yere yetişmesi gerekiyordu. Bana meydan okumaktan korkmuyordu. Bir fırsatını yakalayıp yanımdan hızlıca uzaklaşıp gitti.
Benim işim yoktu ama işin benimle işi olmalı diye düşündüm. Kalktım ve tüm bunları düşünerek yürüyüp gittim…