Göğsümdeki sancıyı ürkütmemeye çalışarak
Ve hoyratlaşmasına izin vermeden kelimelerimin
Sonsuz bir mahcubiyetle yazıyorum sana…
Zarif parmaklarından göğe yükselen nağmelerde adım yok
Ben her nağmeye, her cıvıltıya, her melteme sesini çiziyorum
Alev alev güneş yalımı saçlarında ellerimin izi yok
Ben saçımın her telini sana açan çiçek diye tembihliyorum
Ne tenine kokum, ne ellerine değdi ellerim
Irmaksız, bahçesiz bir Cennet kadar eksiğim
Cennet, sensiz kupkuru bir Araf bile değil
Cehennem, olmadığın her yerin adıymış, geç öğrendim
Sana yazdığım her harfi özür hokkasına daldırıyorum
Sen en güzel aşk şiirlerinin kahramanısın, yazamıyorum
Yine de deli gibi kıskanıyorum her hecesini
Gözlerinin içinde yaldızlanıyor bu şiir, ben gözlerine bakamıyorum
Sen benim serinliğini yaşayamadığım derenin mervesi
Sen benim ruhumun karartısına artık yansımayan nurum
Sen benim soluk ömrümde sonsuz yıldızlı durağım
Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim.