Suya düşüp yanmaya devam eden bir kül gibi günlerim,
Suya savaşım acımdan.
Bıraksam kendimi soğuk suya, hiç acımasam?
Yine de tüter miyim?
Suyuna karışsam, doğamaz mıyım küllerimden?
Gözümü alan bu ışıklı kentte,
Karanlığın enkazında kayboldum.
Nefessizliğim, buranın canlılığından.
Kırıldığım duraktan bindiğim otobüsün
O mide bulandırıcı yeşil koltukları,
Siz renginden soğutursunuz insanın.
Yeşil ki, uyumsuzluğun somutlaşmış hali.
Ait değil oraya.
Ben misali, ait değilim buraya.
Pes etme cümlesinin ağzıma yapıştığı günlerde
Soyuyorum dudağımı, pes etmeye ramak kala.
Üşüyorum,
Sebebi soğukluğu değil küfredilesi bu kentin,
Sebebi çaresizliği.
Sebebim bu şehir, artık tanıyamıyorum.
Kendim miyim, kendimde miyim?
Zehretmek miymiş hayatı kendine,
Büyümek denilen bu cehennem.
Cehennem ki, düştüğün bir çukur.
Tutunacak tek yerin bile yok.
nilehticam