Sana ithafen, İstanbul’a…
Bir ah daha kaldırabilir misin İstanbul,
Aldığını geri vermez misin?
Çıksam kulene bir rivayete göre,
Kaderimi yazmaz mısın kaderine?
Denizin ortasına diksen de çatını,
Görmeme izin vermez misin sıfatını?
Bir ah daha kaldırabilir misin İstanbul,
Ellerimizi ayırabilir misin?
Yürüsem dar sokaklarında denk getirip,
Çıkarır mısın karşı sokağından?
Balat’ın merdivenli yokuşuna oturmuş,
Beklememe izin vermez misin?
Bir ah daha kaldırabilir misin İstanbul,
Fatih Sultan’ın aşkıyla yetinmez misin?
Düşürürsen parmaklıklar ardına, Piraye gibi
On bir yıl sabır vermez misin?
Ah koca İstanbul sorsam sana,
Kimlerin ahını aldın da kavuşmadı yakan yakana?
Bir ah daha kaldırabilir misin İstanbul?
Benim ahım ağır gelir sana,
Köprü bile kavuşturmaz bir yakanı bir yakana…