Dilek, soğuk bir sudur avcumdaki
Kana kana içtiğim
Gittikçe yaklaşıyor, dinle bak!
Bir türkü geliyor geçmişten, bize yaren
Boz bulutlar inmiş epey, elimizi uzatsak dokunuyoruz
Yol uzun, hem yakın hem de siper olmuş parmaklarımızın altında
Gördüm gönül gözümle
Epeydir rüyamda
Önce göğsüme düştü sonra dilime
Ah memleket kokulu düşlerim derdim
Uyandığımda gözlerim hep ıslak
Çok değil, az zaman sonra sarılacağım toprağına
Ben geldim, diyeceğim
Geldim işte
Nicedir yoktum
Yüreğimi bırakmıştım, onu alacağım
Kalırım belki biraz
Hasbihal edeceğim ağaçlarla
Dökecekler içlerini, ben de dinleyeceğim
Bir yaprak düşüp burnuma çarpacak sonra
Serin bir yel geçecek
Sonbaharı hatırlatacak bize, hem az kaldı gelmesine
Bıraktıklarımı göreceğim, aynı olmayacaklarını bilsem de
Fidanlar büyümüştür, belki suyu dinmiştir ahlat yanı çeşmesinin
Evler viran olmuştur belki
Bahçeler talan
Yakın oldu artık uzaklar
Adımlarım küçüldü
Kalbim sanki ağzımda atıyor
Bir hece bile çıkmıyor boğazımdan
Yolunu kaybetmiş bir arı geçiyor yanımdan
Çiçeklerini mi arıyor yoksa, benim kendimi aradığım gibi
Ansızın bulutlar kaplıyor göğü
Minik damlalar döküp yüreğimi serinlettiler
Kuşlara uzanan ağaçlar selamladı sonra beni
Karıncalara yuva olmuş artık bütün evler
Ey kendini kafese hapsetmiş sürgün yüreğim
Uç şimdi özgürlüğüne doğru
Ulu dağlarda yankılansın sesin
Rüzgar saçlarını dolasın yüzüne
Geliyorum, belki bu son gelişim
Doğuyorum ikinci kez
Küllerim savruluyor
Beni bekliyormuş herkes
Saklandıkları yerlerden çıkıyorlar bir bir
Kucaklarına alıp söndürecekler göğsümdeki koru
Geçmiş gibi saracaklar pamuklara, kozamdan çıkacağım sonra
Artık başlıyoruz
Yalın ayak yürüyorum şimdi anılarıma doğru…