Gendüme / Ulviye Kara Akcoş


 Ne çok sözüm var kendime. Ne söylemekle bitiyor, ne yazmakla. Ama ne yazarsam yazayım, en çok( Gendüme) dosyasına koymak için yazdıklarımı seviyorum. O satırlarda en çok kendimi dövüyorum döne döne. Acımak yok, iltimas yok, hayal yok, manipüle etmek hiç yok! Gerçeğin  en saf, en katıksız, en süzme hali.  Ayna bile yalan söyler insana. Olduğundan farklı gösterir çok kez. Ama yüreğin ve beynin elele verip kendini oturtunca sanık sandalyesine; biri sussa diğeri konuşur. İşin kötüsü; ikinci bir beynin ve yüreğin yoktur  seni savunacak.  Öyle cıscıbıl kalıverirsin kendi karşında.
     Örneğin bugün ne yaşadıysam, yazayım  da göreyim gendimi perdesiz.
     Gece, sekiz saat uyumak için yatıp  tam dört kez sıçrayarak kalktığımı anlatmasam olmaz mesela. İki kalkışta bok, birinde kusmuk temizlediğimi, dördüncüde  kanserle savaşan kızıma su içirdiğimi  söylemeden nasıl geçeyim? Aslında bu gece daha önceki  iki geceden çok daha rahat  geçti. Buna annelik diyorlar! Doğurup  büyüttün sandığın zor yılların sonunda, devam eden ve hiç bitmeyecek olan  annelik. Yaş 78 ; kız gelmiş 54 yaşına, anne olmuş, yetmemiş anneanne olmuş  ve ben hala annelik sorumluluğundan kurtulamamışım. Ortada ciddi bir hastalık var . Bu hesaplara girmek çok ayıp. YAPILMASI GEREKEN NEYSE , EŞŞEK GİBİ YAPACAKSIN! Hakkında kanun yok. Yapmazsan da cezası yok!  Ama sen bu sorumluluğu gebere zıbara yapacaksın! Gönüllü olacaksın, burnunu kıvırmayacaksın , omuz silkmeyeceksin… İçinde isyan olsa da, her türlü küfür dilinin  ucundan damlamaya çalışsa da yapacaksın!
       Sabah , gün ağarmış gecenin yorgunluğu iyice basmış üzerime , göz kapaklarım birbirine kaynamış sanki! Bir çığlık; (ANNE! Çabuk ambulans çağır. Ben çok kötüyüm! )Fırlıyorum rastgele bir yöne. Kafamın içinde davullar patlıyor. Önce şekerini ,sonra tansiyonunu ölçmeliyim  diyorum. İtiraz ediyor, bu başka kötü halmiş. Ben yine de ölçüyorum . Şeker 118 Tansiyon11/ 6  ikisi de gayet iyi. Görünürde bir anormallık de yok. Meğer  tüm gündüz uyuduğu için uykuyu almış. Artık uyuyamayınca ; düşünmüş düşünmüş… Amacı hastaneye gidip daha hızlı  toparlanmakmış.  Beni düşünecek hali yok ya! Ben o telaşla fırlayıp fenalaşınca, tansiyonum 17/ 10  kalp atışım 180 olunca ( Acele etme, düzelince gideriz.) diyor.
      Hay ben, bu anneliğin taa ortasına! Sonra pişmanlık duyup uzunca bir süre dinlenmeme izin verir sanıyorum…Ne gezer? her 15, 20 dakikada bir yastığını düzeltiyorum, sağa sola çeviriyorum, yorganını bir örtüp, bir açıyorum, su içiriyorum. Hepsi helal olsun elbette !Ama birkaç yıl öncesinde ben yorgan döşek yatarken kapıyı çarpıp  gezmeye gittiğini, kimse için konforundan vazgeçmeyeceğini söyleyişini  hatırlamasam  olmaz mı?
Şeytanın işi yok ya; beni dürtüyor. Dürterken de onu maşa olarak kullanıyor.  İnsan ağır hasta olunca inler, bir sürü şikayeti vardır. Uçan kuştan medet umar değil mi? Bizimki farklı, kimseye eyvallahı yok! Ayakta duramıyor, yürüyemiyor, konuşamıyor ama planlar yapıyor, herkese görev dağıtıyor. Doktorla, hemşireyle çatır çatır kavga ediyor.  Elinde enjektörle başına dikilen hemşireyle kavga edilir mi yaaa? Popoma az sonra o öfkeyle iğneyi cort diye batırır demiyor. Bu doktor, yarın viziteye çıktığında benim odamın önünden transit geçer benimle ilgilenmez demiyor. Vallahi de billahi de demiyor. Ben kaş göz işareti yapıyor, aman kusura bakmayın demeye getiriyorum. Gözünden kaçmıyor, bir fırça da bana çekiyor…
       Ama nasıl kızıyorum anlatamam. Zaten yanımda da olsanız anlayamazsınız  kızgınlığımı. Yüzümde mahçup bir gülümseme,  en kısık sesim,  yumuşacık  hareketlerimle  elini tutuyor başını okşuyorum. Buna annelik diyorlar. Çocuğun yetmiş yaşına da gelse; o hiç bitmeyen annelik! Ta ortasına tükürdüğüm annelik!
Bu şartlarda yazı yazan , deli kadının akıllı kızı olacak değil ya!
                                              ULVİYE KARA AKCOŞ     

Loading

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
ÖZGEÇMİŞ Beş çocuklu memur ailenin dördüncü çocuğuyum. Annem Bulgaristan muhaciri, babam Kırım tatarı. Sivas' ta doğup ilk ve orta öğrenimimi orada yaptım. Denizli Kız İlköğretmen Okulu'ndan mezunum. Okuma ve yazma tutkum küçük yaşlarda başladı. Tüm gelirini Koruncuk Vakfı ve Türkan Saylan Vakfı' ndaki sahipsiz çocuklara bağışladığım BİR ŞANS DAHA (şiir) , DURUŞ ( öykü) adlı iki kitabım var. Anadolu Üniversitesi' nde önlisans eğitimi aldım. Bursa Çalı Bucağı, Balıkesir Bandırma ve köylerinde öğretmenlik ve idarecilik yaptım. Türkçe öğretimi, senaryo yazımı, yazarlık konularında kurslara ve seminerlere katıldım. Roman ve senaryo denemelerim var. Kızımın açtığı kreş ve etüt merkezinde yöneticilik ve öğretmen olarak çalıştım. Bir kız , bir erkek çocuğum, üç torunum var. Ümit Akcoş ile evliyim. Yerel gazetede sosyal içerikli köşe yazıları yazıyorum. ULVİYE KARA AKCOŞ
Yazı oluşturuldu 10

Bir yanıt yazın

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön