• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Genel

Gençliğin Güzel Yüzü… Yetişkinliğin Güzel Ruhu… / Duygu Çilingir

DUYGU ÇİLİNGİR by DUYGU ÇİLİNGİR
4 Ocak 2025
in Genel
0
Gençliğin Güzel Yüzü… Yetişkinliğin Güzel Ruhu… / Duygu Çilingir
0
SHARES
17
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Gözlerimizin önünde büyüyen, bizleri merak, neşe, hüzün ve zaman zaman korkuyla dolduran gençlerimiz…

Büyüdükçe, ne kadar güzel bir insan haline geldiklerine hayret ettiğimiz gençlerimiz… Gülümsemeleri ve köpüren enerjileriyle evlerimizin havasını bir anda aydınlatan gençlerimiz… Koruyucu kollarımızdan uzaklaştıkça, bu dünyanın onlara yapacaklarından korktuğumuz gençlerimiz.

Bir anne-baba çocuğunun dünyaya kanatlarını açmasına nasıl izin verir?

Gençlik bir milletin geleceğinin teminatıdır deriz ya hep. Gençliğe yapılan her yatırımda geleceğe yapılmış gibidir. Bu nedenledir ki gençlerimizi dinlemeli, anlamaya çalışmalı, fırsat ve imkân vererek güvenmeliyiz.

İnsanın yaşam enerjisi bildiğimiz gibi doğmak, büyümek ve ölmekten ibarettir. İnsan yaşamı da bu evreler üzerine şekillenir. Çocukluk, ergenlik, orta yaş ve ihtiyarlık. İşte bu dönemlerden en güzel olanı gençlik dönemidir. Kanımızın kıpır kıpır kaynadığı, başımızda kavak yellerinin estiği, duygularımızı en yoğun yaşadığımız yıllar. Çocukluk, gençlik rüzgârlarının savurduğu gül yapraklarının arkasından koşar. Ergenlik, dönemin devamı olan, gelişen bu yapının olgunlaşması sürecidir. Kimi zaman sakin, kimi zaman fırtınalı bir dönem olan en az hasar almak ya da tamiri mümkün olmayan hasarlar almamaktır. Tabi ki bunun için de biz yetişkinlere çok iş düşmektedir. Bu dönemdeki gençler yaşadığı dönemin sosyokültürel ve sosyoekonomik değişimlerin gençlerin gelişimi, kendine bir kalıba koyma isteği ve kimlik oluşturmasında önem arz eder. Hatta bu süreçte genç, ebeveyn gözetiminden çıkıp, kendi yakın gördüğü ve onun gibi olmak isteyeceği herhangi bir kahraman gibi nesneler bulmaya başlar. Bu durumda ailelerin kaygı duyması normaldir. Çünkü çocukları onlardan uzaklaşmaya başlamıştır. Bu sebeple aile cezalandırıcı ve kontrolcü tavırlarla çocuklarını kendilerinden daha da uzaklaştırabilirler. Bu tip davranışlarda gençte öfke, içe dönme ve güvensizlik gibi sorunlara yol açabilir.

Kabul görmenin, onaylanmanın çok önemli olduğu bu yaş döneminde bizler anne-baba olarak nerede olmalıyız?

“Biz senin yaşlarındayken” diye başlayan cümleler gençlerimizi bize yaklaştırmayacaktır. Tam aksine toplumsal yer edinme dışında cinsel gelişimin sürecinin de aktif olduğu bu dönemde kafaları daha da karışık olacağından yaşadıkları bu zor süreçte gençle iletişimi sağlıklı kurmak çok önemlidir. Çocuklarımızla kuracağımız pozitif ve destekleyici tutum işe yarayacaktır. Mesafeli ve katı bir tutum sergilendiğinde gence ulaşmak daha zor olacaktır. Böylesi bir durumda bir uzman tavsiyesiyle süreç desteklenebilir.

İlk olarak anne-babalara düşen görev, ergenlik dönemi özelliklerinin çok iyi bir şekilde öğrenilmesidir. Gözle görülen bedensel değişikliklerin yanı sıra duygu dünyalarında yaşanan değişiklikler, artık çok iyi tanıdıkları çocuklarının her zaman sergilediği tutum ve davranışlarının aksine bambaşka türlü hareket etmesine sebep olmaktadır. Ebeveynlerin yaklaşımları onların ilerde nasıl bir bireyin olacağını da etkilemektedir ve bilinmelidir ki ergenlik dönemindeki asıl ihtiyaç aileden tamamen kopmadan ama onlara da bağımlı olmadan yeni rolleri deneyimleyebilmektir. Bu dönemde gençler sorumluluklarını genişletebilmek ve cesaretlendirebilmek isterler. Tabi bu gelgitler aileyi de yormaktadır. Ebeveyn tutumu olumsuz olduğunda maalesef ne aile ne de genç mutlu ve huzurlu olamıyor. Olumsuz ilerleyen aile tutumunda gençlerimiz kendilerini sınırlandırılmış ve yalnız bırakılmış hissediyor. Aile desteği olmadığında ise “kaybedecek bir şeyim yok” diye düşünebiliyor ve daha kontrolsüz davranışlara yönelebiliyor veya aile desteğinin olmaması gencin öz güvenini zedeleyip içe kapanmasına neden olabiliyor. Ailenin gençle kurduğu iletişimde ses tonu ve beden dili çok önemlidir. Aile içi iletişimin yönünün belirleyicisidir diyebilirim. Aileden herhangi biri gençle alakalı endişelerini anlatırken “hayır, yapamazsın, çünkü ben böyle istiyorum” demesi genci her zaman kızdırır. Onun yerine “senin isteklerin, bizim senin için endişelenmemize sebep oluyor” denilebilir.

Zor ve sancılı bir dönem olan ergenlikte ebeveyn tutumu hatalı olduğunda, bu dönem sorunları şiddetlendirir ve ailenin yaklaşımı tutarsız olduğunda genç duygularını düzenlemekte güçlük yaşar. Mükemmelliyetçi olduğumuzda daha kaygılı bireyler olurken, ihmalkâr olduğumuzda gençlerimizin özsaygısı azalabilir.

Bu durumda ebeveyn tutumu nasıl olmalıdır?

Çocukların yetişmesine en büyük katkıyı sağlayacak anne-babaların aralarında kurdukları iletişim en önemli konulardan biridir. Sadece ergenlik dönemi için değil, tüm dönemlerde iletişimin doğru ve kaliteli olması anne-baba-çocuk ilişkisinin güçlü ve sağlam olmasını sağlar. Bu dönemde çocuklarımızın aileden uzaklaşmaları, kendilerini yalnız hissetmeden ileride hayatlarını etkileyebilecek olan kararları almaları ve doğru seçimler yapmaları, büyük ölçüde anne-baba tutumlarına bağlıdır. Gençlere kurdukları bütün hayalleri gerçek gibi görünür, önemli olan onlara gerçeğin ne olduğunu anlatabilmektir. Kendi çağını yaratan, günümüz şartlarında unutmayalım ki; gençlik deliliğin bir parçasıdır ve bundan dolayıdır ki her dönem gibi zorlayıcıdır.

Büyürken tuttuğumuz o minik eller ne kadar büyüse de yanlarında olarak, sevgimizi hissettirerek, kıymet vererek, onları anlayarak, dinleyerek mutlu ve sağlıklı bir gelecek inşa edebiliriz.

Sağlık ve zamanın en kıymetli varlığımız olduğunu, günün sonunda elimizde kalacak olanın, sadece çocuklarımızla geçireceğimiz anılarımız olduğunu, onların aslında birer armağan ve bu dünyada ışık olmaya çağrıldıklarını asla unutmayalım…

Sevgilerimle…

 

Duygu Çilingir

Sosyolog & Uzm. Aile Danışmanı / Psikoloji Bilim Uzmanı

 

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Gece Kelebeği Kül Bahçeler / Adem Tok

Next Post

Zemheri ve Berceste / Ezel Altunışık

DUYGU ÇİLİNGİR

DUYGU ÇİLİNGİR

Duygu Çilingir 08.06.1986 günü, İstanbul'da Polat ailesinin ilk çocuğu olarak dedeli-babaanneli bir evde dünyaya geldim. Daha küçük yaşlarda yazmanın benim için ne kadar etkili bir terapi olduğunu fark ettim ve ufak denemelerimi sadece kendimde sakladım. Evli ve iki çocuk annesiyim. Eğitim hayatımın lise sürecin de, dedemin de teşvikiyle tiyatroya gönül verdim, iki buçuk yıl kadar oyunculuk yaptım ve yine dedemin teşvikiyle piyano ve bale dersleri aldım. Ticaret lisesini bitirdikten sonra ilk lisansım olan Bilgisayarlı Muhasebe bölümünden mezun oldum. 2007 yılı hayatımın en büyük şansıydı; güzel bir evlilik yaptım. Her insanın gerçek sabahı, içinde doğan güneşle başlarmış. Şimdilerde hayatımın en sakin, en oturmuş, en huzurlu yaşlarındayım. Kendime ve ruhsal bütünlüğüme sahip çıkıp olabildiklerim ve olamadıklarımla birlikte yolu yarılırken; yaşlanmak değil, yaşayarak güzelleşmek istiyorum. Bu inanılmaz yolculuğun sonunda, beni buraya sorunsuz bir şekilde getiren hayatımdaki her an için minnetarım. Akademik yolculuğumda içimdeki çocuğu yok etmeden, hem çocuklarımla büyüyüp hem de ikinci lisansım olan Sosyoloji bölümünü yüksek onur belgesiyle bitirdim. Takip eden süreçte Aile Danışmanlığı uzmanlığımı aldım ve bunu yüksek lisans Psikoloji bölümü; Çift ve Evlilik Terapileri teziyle taçlandırarak hem kendime yolculukta hem de insan doğasına yolculıkta gelişme fırsatı yakaladım. Bunu takip eden eğitim sürecinde çift ve evlilik terapileri, duygu odaklı şema terapi, umut odaklı evlilik terapisi, boşanma terapisi, ilişki danışmanlığı, bilişsel davranışçı terapi, kısa süreli çözüm odaklı terapi, çocuk ve ergen danışmanlığı, oyun ve masal terapisi, emdr terapi, zor çiftlerle (borderline) evlilik terapisi, aldatma ve sadakatsizlik, tüp bebek sürecindeki çiftlerle evlilik terapisi, ölüm ve yas psikolojisi eğitimleri vb. eğitimlerimi tamamladım. Kuruculuğunu üstlendiğim Mimaroba Danışmanlık ta alanında uzmanlaşmış bir kadro ile danışanlarımın kendilerini ve içsel yaşam güçlerini keşfetme yolculuklarında çözüm odaklı, etik ilkelere bağlı ve gizlilik prensibi içerisinde insan ilişkilerine gönül vermiş biri olarak çalışmalarımı sürdürmekteyim. Büyümeye, dönüşüme niyet etmiş herkesin yoluna canı gönülden eşlik etmek umuduyla...

Next Post
Zemheri  ve  Berceste / Ezel Altunışık

Zemheri ve Berceste / Ezel Altunışık

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Denize Bıraktım / Galip Uçar
  • Gördün Mü Susanı / Ali Kemal Alagöz
  • Güneşsiz Ayçiçek / Esma Obut Yokuş
  • Kadın Korkusu / Bekir Dalgıç
  • Hakikat Nazarı / Emine Işık

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.