Açık seçiğim sana karşı
Fırlatıyorum utanç tabularımı,
Cam çerçeve iniyor aşağı.
Dudak aralığındaki esinti
mırıldanmalarımız,
kahkahalarımız…
Hiçbir detayı atlamıyoruz.
Ateş basıyor
Kıyafetlerimiz kendiliğinden saçılıyor etrafa.
Serbest bırakalım onları memnun oldukları yerde
Kalkan olmasınlar bize böylesi tutkunun şiddetinde!
Kasıklarımız aktif, dilim boynunu sıyırıp geçiyor
Kulağına, tanıklık etmemiz gereken rollerin içeriğini fısıldıyorum…
Kılıçlarımızı savuralım, akıtalım aşk kanımızı içimizden
Doymaksızın içelim sonrasında.
Korkutamaz bizi şehvetin kan dolu kuyuları…
Birbirimizin ipi ile indik bu kuyuya
Hakkımız var saatlerce çıkmamakta.
Pul pul dökülecek terlerimiz, karışacağız daha…
Cevherli bir dünyasın ezelden,
Toprağının esriklik veren kokusuyla
Yalpa vurarak arşınlıyorum yollarını, kaldırımlarını…
Öncesiz ve sonrasız
Kendinden geçmiş bir halde
Devrilip kalıyorum bir köşende…