Her şey, bir şeylerin başlangıcıydı
Dünya yoktu bir adım yoktu benim ve evim
Yaşlı bir kadın ruhum, gözlerimden korku akıyor, annemden saklanıyorum
Dağlar işgal ediliyor ve çocuklar bir kazık üstünde kurban ediliyor!
Tarih bundan ibaret diyor bastığım kumlar
Som bir yatakta şimdi, uzanan kendim, yüzümü avuçlayan
Pencere açık, rüzgâr kuzeyden esiyor ve kült bir film sulara yansıyan
“Veronika Ölmek İstiyor” başyapıtım suçiçeği kollarımda
Bir şarap aşağıdan yukarı akıyor, sapkın bir adam kapıda: Tak, tak, tak…
İçerisi leş gibi fesleğen ve ekşi gül-yoğun kıvamlı duvarlar-akışkan cebirsel yazı…
Bir silah patlıyor, yerde yığılıyor bir gölge
Soğuk, çok soğuk, buzdan karanlık kadar soğuk!
Gözüm seğirmekte, kirpiklerim şeytan oku, aklım berduş Çingene
Uzandım kendime, yerde yatan o uzuvsuz cisme
Cisim-uzay boşluğu-kemirgen ve şizofren
Dünyanın uykusu olan çocuk, katledilen v bedeni çalınan, Afrika’da köle ayaklarıyla üzüm sunan!
O çocuk öpüyor alnımı, dudakları fokurduyor yara izimde
İnsanlar vebalı şimdi kırbaç üstüne kırbaç yiyen günahkârlar-gözlerinden kıyamet akıyor
Ve Havva sunuyor elmasını odamda- her şey bir şeye dönüşmekte
Susuyor çocuk, çırılçıplak susuyor! Son ağaç, son balık, son nefes…
Başladı kıyamet!