Sanatta, aynı aşkta olduğu gibi, iç güdü yeterlidir.
”Aşk” sanatın her alanında edebiyatta, müzikte, resimde, heykelde ve hayatın her noktasında karşımıza çıkan en yoğun duygu…
Sanatın doğuşundan beri işlenmiş olan her tema aşk ile yoğrulmuştur. Bazı tablolarda, heykellerde karşılaştığımız aşk bize kendini o kadar iyi hissettiriyor ki koşup sevdiğimize sarılma ihtiyacımızı ve aşık olma ihtiyacımızı arttırıyor. Aşk nedir üzerine yazılmış binlerce güzel söz binlerce makale, kitap, video bulmak mümkün ama aşkı en iyi anlatan şey bence tablolardır. İki sevgilinin öpücüğü, sarılması, dokunuşları kalbimizde ”o hissi” uyandıran şeyler.
Sizin için beni en çok etkileyen aşkı hissettiğim birkaç tabloyu topladım. Keyifli okumalar dilerim. Ümit ediyorum ki baktığınız her resim size ”o hissi” tattırsın.
Magritte, Aşıklar
Magritte’ nin bu klasik tablosu üzerine söylenecek çok şey var. Sağ üste kartonpiyerler ile mekanın bir oda olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bir kadın ve bir adamın tutku dolu öpücüğünün üstü bir bez ile örtülmüş. Peki Magritte bu resimde neyi ifade etmek istemiştir? Bazılarına göre her ilişkide bir sınırın olduğunu ifade eden bu resim ilişkilerde kişilerin birbirini ne kadar iyi tanısa da örtük bir yanları olduğunu ifade eder. Bir başka yoruma göre ” Aşkın gözü kördür” mesajını iletmektedir. Başka bir yorum göre ise aşıkların yüzlerini kapatmak onların birbirini tanımayacağı anlamına gelmez.
Bana kalırsa aşkın doğası gereği gizli bir yönü hep vardır. Duygular ne kadar gizlense de tutku her zaman aşkı ele verir.
Vincent van Gogh, Öğle Molası, 1890
Vincet van Gogh’ un aşk ile yıldızının barışmadığını hepimiz biliyoruz. İncelediğimiz her resimde o burukluğu, aşkı arayışını ve sanatını hep aşkla yaptığını görürüz. Bu tabloda da bence aşk ön plandadır. Çalışmanın yorgunluğuyla samanlar üstüne kendini atmış çift kısa bir öğle uykusuna yatmış. Hayat müşterektir olgusu bu resmin teması olabilir. Birlikte çalışan aşıklar yine birlikte dinleniyor.
Sanatın en temel niteliği “evrensellik”tir. Aynı aşk gibi!
Aşk, herkesten bir şey alırken, her şeye de bir şey katar. Birsevgiliye, aileye, somut veya soyut herhangi bir şeye inanarak yaşayanlarındır, sanat! Sanatçı,sanatını icra ederken;onu,o yapan duyguyla yola çıkar.Kimisi için aşk,kimisi için intikam,kimisi için imkansızlık,kimisi içinse farkındalık !
Sokaklarda atılan naralarda, bazen bir kadının sesindedir aşk. Bazen bir kitabın arasındaki unutulmuş gül yapraklarında…Öğrenilmiş her notada, köşe başında duran yalnız bir adamın kulaklarında ve hiç bitmeyecek bir çığlığın zamanında…
Bazen ise bir adamın dilindedir aşk. Her yazdığı kelime bir kadına varırken, çizdiği gözde görür ne kadar
Ruhun elle birlikte çalışmadığı yerde, sanat olmaz” demiş Leonardo da Vinci. Ne de güzel demiş! Ruhu en güzel besleyen duygu aşktır ki, şiirlerde, kitaplarda, filmlerde, şarkılarda hep var olmuş. Çizilip, izlenmiş, yontulup, gösterilmiş. Hep varolan, özünü ve özgünlüğünü arayan sanatın yanında en güzel haliyle kalplere,aşkla ve emekle dokunmuş.
Ruhunuzdaki bütün duyguların, aşka tamamlanacağı ve bir sanat eseri gibi biricik olacağınız sanatlı ve aşklı günleriniz olsun!
sevdiğini…