Güneş, daha yerinden kımıldamadan o uyandı. Uyandığı gibi gözlerini duvara dikti. Biraz düşündü biraz da düşünüyor gibi yaptı. Sonra gözlerini diktiği duvardan çekip aldı. Duvarda gözlerinin izi kaldı. Bu defa da yerinden doğrulup takvime yöneldi. Takvimde çift sayılı bir tarih yazılıydı. Takvimin yapraklarını bir bir kopardı. Ayın bitimine iki gün kala durdu. Takvimdeki o tarihi önce not defterine sonra da aklına yazdı. Sonra tekrar yatağına girdi. Gözlerine usulca yumdu. Bir daha ne takvime karıştı ne de takvim tarihe karıştı.
Samet TUNCA