Nelerimi vermezdim konuşabilmek için
Belki bir geçmiş; yitik, belki bir gelecek; silik
Yankılanıp duran şu suskunluk çığlığım ile ben,
Cehennemin yedi kat dibinden geldik
Yürümek ne zor şeymiş uzun uzun yolları
Kimse görnüyor yan yatmış batan umutları
Bu yüzden gündüz ve gece diliyorum tanrımdan:
O ıki kapılı hanın, kapılarını kırmayı!
Zaten ne doğmak ne de ölmek pakliyor insanları,
Baksanıza, baksanıza dört bir yan hep ah, hep yas alanı
Yalnızlıktan çıldıranlar var üstelik, hepsi haklı
Hepsi haklı ayrı yrı…
Zira adı “sevmek” olan tek şifaları
Kabil’le birlikte kayıplara karıştı
Artık konuşmak için yalvardığım aklım
Geçmişim, geleceğim ve bütün varlığım
Sesimi geçirip de kendimi duyuramadığım
O kapıların ardında, dünyada kalsın!
Kilit vurun,
Kilit vurun yalvarırım…
Esra Sönmez