“Bazı yaralar görünmez; ama en derin izleri onlar bırakır.”
Hayatının en güzel yıllarında ihanete uğrayan Berfin’in hikayesi bu… Sevdiği adam tarafından yarı yolda bırakıldığında, yalnızlığın en soğuk kıyısında bulur kendini. Ama her yıkımın arkasında yeni bir başlangıç saklıdır.
Behram… Sessiz, derin, vakur bir adam. Yaralı bir coğrafyadakader, bu iki yorgun kalbi aynı acının kıyısında buluşturur. Aşk, bazen merhametle başlar, bazen bir yıkımın içinden boy verir.
Berfin ve Behram, yalnızca birbirlerini bulmakla kalmaz. Birlikte, doğunun sessiz çocuklarının fısıltılarına kulak verirler. Sanal kumarın, uyuşturucunun, törelerin,ihmalkârlığın karanlığında kaybolan hayatlara, birlikte ışık tutmaktır amaçları. Başarabilecekleri meçhuldür.
Hayat her adımlarında yeni bir imtihana tabi tutar Berfin ile Behram’ı. Berfin törelere göre yarım bir kadındır. Kadınlığının sorgulanması, sessiz gözlerle ölçülmesi, sofrada dışarda bırakılmak. Her şefkatli dokunuşun ardında bir sızı, her tebessümde eksik kalan cümleler…
Bu roman, bir kadının iç sesiyle başlıyor; bir erkeğin omuz verişiyle büyüyor. Aşkın, dayanışmanın, mücadelenin, dostluğun ve direnişin hikâyesi bu. Kimi zaman bir düğün halayında, kimi zaman bir çocuğun sessiz çığlığında yankılanan kırık bir aşk hikayesi.
Berfin’in yorgun kalbine ses olmaya, hikâyesini birlikte yazmaya hazır mısınız? Çünkü her suskunluk, anlatılmayı bekleyen bir hikâyedir.



