Sensedim ama öyle böyle değil
Ezelden beri susamış bir ruhun acziyetiyle
Asırlardır teni bir çiy damlasına muhtaç bir bedenle
Yuvasız kuşların adı çıkmış
Yıllardır yuva arayan bir kuşun yüreğiyle aradım seni
Sensedim ama öyle böyle değil
Kaç şehir gözlerinde kuruldu
Kaç kitap kokuna bulandı
Kaç şiir adına yazıldı
Kaç bilet kesildi bensiz gittiğin yerlere
Oysa ben kötürüm bir ruhla arar dururdum seni çaresizce
Sensedim ama öyle böyle değil
Celladlar başımda saf tutmuş
Yollar mayın tarlası misali
Yokluğun ise cehennemin diğer adı
Sana hasret sana muhtaç sana meftun
Ömrümden kaç asır berdel ettim bilmiyorum
Sensedim ama öyle böyle değil
Şimdi gelsen yüreğime usul usul
Değse tenin kokuma senden bir çiy damlası bırakarak
Sonra kokuna bulansa hasret duyan suskularım
Boynuma kuralsız’ca sarılsan
Ve sen’li bir ben’in mührü kalsa boynumda
Susamışlığımı gidersem kollarında
Bu kez hırçın ve arsız bir kedi munzurluğunda
İster yüreğinin üzerinde
İster kollarının arasında
İster hasretinin kucağında
İster koynunda
Dedim ya sensedim seni öyle böyle değil….