gece ajanslarını sonlandıran apartman topuklu
spiker kadının monoton sesi gibiydi
üç kelime ile sildi süpürdü üç yılın her bir izini
ve “kurcalama artık bitti”
pilsiz radyo gibi suskundu hercai çiçeği*
karşısında kıldan ince
herhangi bi’ hergeleydim şimdi
kuluçkaya yatıp da yerin dibinde uyumak istedim
yer yarılmadı bende içine öylece giremedim
zati benim hiçbir dileğim
hiçbir zaman kabul edilmemişti
ölü balık boşluğuna kararınca minik gözleri
o özgürlük kokan kırılgan kirpikleri
buz kesiği prangalara dönüşüverince
kırgınlığım maviye çaldı birden
hisler mordan vazgeçti
öyle ki hiç olmadığı kadar üşümüştüm şimdi
bozulup ürperirken tüm ense kökü tüylerim
birileri fena halde limon sıkmıştı kimyamıza belliydi
ve “ayıldım artık bitti” dedi..
*hercai çiçeği; sadakatsizlikle özdeşleştirilen çiçek.