Hayat asla rahatça koşacağın bir yer olmayacak, kanatan dikenler, yere düşüren taşlar ve aşılması neredeyse imkansız engeller çıkaracak karşına. Zor olacak, çok acıtacak, yeter diye haykırmak isteyeceksin ama hiç vazgeçmeyeceksin. Yapayanlız kaldığını ve yorulduğunu hissediyorum. En azından küçük bir “aferin” alsan hiç durmadan koşacaksın çünkü hata yapmaktan korkan, onay bekleyen o küçük çocuksun hala! O çocukta hayal kurdu. Bir gün gerçekleşeceğine inandı sen olmayı yani ben olmayı bekledi yıllarca şimdi karşısına geçip yapamam nasıl diye bileceksin? Bir kez olsun denememişken hemde! Hiç mi mutlu olmayı haketmedi içindeki çocuk? Bir çocuk en fazla kaç kez ölebilir? Peki ya sen, sen içindeki çocuğu ellerinle öldürecek kadar cani nasıl olacaksın? Aman kimse üzülmesin diye yaşama bencil ol. Kusurlarını sev, yanlışlarını sev hatta en çok yanlışlarını sev, hayatını sev en önemlisi içindeki çocuğu sev Dağa tırmanmadan manzarayı göremezsin öyle değil mi? Kimse inanmasada kendine inan çünkü sen sınırların çok ötesindesin.
Özgürlüğü elinden alınmış bir kuş gibisin şuanda; kanatların var hiç görülmemiş ülkelerin üzerinden uçar ,henüz keşfedilmemiş bir çiçeğin üzerine konarsın istersen ama bir avuçluk kafese boyun eğdin! Koskoca dünyaya sığamazken hemde sorgulamadan, hesap sormadan. Kim bilir daha kaç kişi var sırf uçabildiği için hapis edilen.herkesin gözünde yargılayıcı bakışlar “büyük hayaller kurma” kimse dönüpte “belki başarırsın” demiyor. Ne yazık ki var olduğumuzdan beri devasa bir hapishanede yaşıyoruz adına DÜNYA denen bir hapishane sadece en güçlü olanların kurtula bildiği bir yer. Güçü,parası olanın değil psikolojisi en güçlü olanın hayatta kalbildiği ölümcül bir hapishane…

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!