“Abiler”
Pazar sabahı pazar tezgâhları kurulmaya başlamıştı. O sabahki gibi bazen abimlere yardıma giderdim. Üniversite 3. sınıfım. Çadır kurulup, eşekler açılıp, tahtalar atıldıktan sonra kahvaltı zamanı demektir. Yan komşumuz Fedai abi ile birlikteçayları söyleyip sandık üzeri masamızı kurduk. Tamamı pazarcı arkadaşlardan olmak üzere zeytin, peynir, domates, salatalık, kıl biber, sucuk, simit alındı. Bayılıyorum buradaki kahvaltıya. Fedai abi çerez, bisküvi satışı yapıyor. Öğle atıştırmalığı da ondan… Bizde züccaciye ürünleri var. Daha çok eşi göz gezdiriyor tezgâha. Neyse efendim, kahvaltıda abimlere anlatıyor:
“Geçen akşam arkadaşlar çaardı, rakı meze yapcaz, diye. E dedim tamam beya, yapalım. Sonra Cavit -tanımazsınız- şipek çıkardı, dilimliyor. Bunu diyor, Bulgar’ a gittiğimde aldım, en iyisinden. Uzattı bana, dedim yimem çek şunu.Aydaa, nee yimezmişin? diyor. E dedim bu domuzdan, yimemben. Domuzsa domuz, o mu yiicek seni? deyip kahkaayı bastı. Yanındaki yiyor, ardından çekiyor rakıyı. Onlar alışık, epyiyorlar mındarı. Çektim ben de bi’ duble , tövbee dedim. Pinirden attım ağzıma. Bak yimiyor ınzır, yisene be diyor, gene gene. Aram yaa iç yimedim, yimem ısrar etme, dedim. Gülüştüler. Arif, ağzının tadını bilmüür bu, dedi. Öyle yani Sunay, yinir mi domuz eti? Katiyen yimem. Sen yidin mi iç? ” Diğer abilerim de dinliyor öyle, yinmez dedikçe ‘yani’ diye onaylıyorlar arada. “Yemedim abi, ne bileyim içim almaz herhalde.”
Bitti gibi oldu konu, araya girdim. “Fedai abi, neden domuz eti yemiyorsun?” Baktı şaşkınca. “Dedim ya mındar, aram… Nasıl yiyim? Sen yir misin yoksa kız?” “E abi, rakı da haram ama içiyorsun.” “O başka, içerim onu, içerim… Dimi Sunay?” Abime baktım, sırıttı, anladı bir şey ima ettiğimi. “Neden o başka olsun ki, ikisi de dinde haram.” “Ee ne diyon kız sen? Buban, agan domuz yir mi? Kimde gördün yimiş? Pis, yinmez, aram işte.” “Abi, işte bu nedenle yemiyorsun sen de. Kültürde yok, atalarımız yememiş, biz de devam ettiriyoruz. Kültür böyle bir şey. Kimi maacır yer; çünkü ataları o topraklarda gördü, yedi, kültürlerinde oluştu. Konu haram meselesi olsaydı rakı da şişede dururdu, öyle değil mi ama?” Abi kafayı kaşıdı. “Bak kız, doğru süledin galiba.”
Gülüşmeler, çay hüpürdetmeleri ile karıştı.
Dilek Güler