“Yağmur hızlanıyor koş!” adımları daha hızlı atıyor, attıkça daha az ıslanırmışım gibi geliyordu oysa attığım her hızlı adım için paçalarıma kadar daha çok batıyordum. Sağımdaki kadın şemsiyesini düzeltmeye çalışırken daha fazla ıslanıyor solumdaki ana caddeden giden abi bisikletiyle trafikte kazaya neden olmamak için daha temkinli olacağım derken daha fazla ıslanıyordu. Sahi biz neden kaçıyoruz yağmurdan? Adımlarımı yavaşlattım, kapüşonumu indirdim zaten sırılsıklam olan montum için saçıma pek faydası yoktu. Pantolonum ıslanmış, o çok sevdiğim uzun çizmem ıslanmış ancak çok güzel parlıyordu. Hasta mı olacaktım ? Zaten ben çevremde hasta olmayan insan daha görmedim ki, bu sefer hasta olmayı ben seçeceğim. Yağmura yakalandım ve hasta oldum bu gayet mantıklı, herhangi birisinden bulaşmamış, ölüme yaklaştıracak bir hastalık olmayacaktı. Adımlarım yavaşlamış ancak yağmurunda yavaşladığına şahit oluyordum karanlık havada bu kulaklıkta ne, kendime şimdi kızdım işte. Yağmur’un yavaşlama sesi işte bu, yavaşlarken elektrik direğinden, ağaç dallarından, yapraklarından yere damlayan iri damlalar şahane bir ritim veriyordu. Araçlar sol yanımdan kırmızı ışığa yakalanmamak için hızlıca yol alırken tekerlerinin savurduğu o su birikintileri sesi biraz yağmurun bize “benden bu kadar şimdi dönme zamanı” demesi gibiydi. Toprağın kokusu, yolların temizliği…Hatta yollar yağmurdan sonra çok güzel parlıyordu sarı, beyaz renkler ve asfaltın rengi şimdi ortaya çıkmıştı. Bir sokak… iki sokak.. ve işte bizim mahalle. Çöp kamyonu geçmiş gayet temiz, sokak ıssız ama elektrik direklerinden o sarı ışık… Ne çok insana hayal kurdurur o sarı loş ışık bir bilseniz.Sahi hangi ara evime geldim? Bilmiyorum. Gök gürlemeyen, hızlı ve ritimli yağmur senden daha önce kaçmak akıl işi değilmiş. Bu hayatta bazen hasta olacağım günü ve dik durmam gereken evreyi kendim belirlemeliymişim. Bak sağımdan bir yaşlı hanımefendi ve büyük ihtimalle oğlu geçiyor, oğlu tekerlekli sandalyede ilerleyen hanımefendiye şemsiye tutmuş belli hanımefendinin üstü, saçının akları ıslak değildi. Sahi ya ileride yağmuru bile hissedemez, adımlarım yağmuru yakalayamazsa? Çok geç kalmadım biliyorum yağmurla barışmak için ama artık bu güzel histende kaçamam.
“Yağmur hızlanıyor, bekle biraz hissedelim!”