Konuşmak istedim varlığın kör kuyularına,
Sesim yokluğun taş duvarlarında yankılandı.
Gölgeydim, ışığın anlamla buluşamadığı yerde,
Zaman konuşurken ben susmayı öğrendim.
Sözlerim, düşüncenin tenine dokunan rüzgarlardı,
Duymayan bir evrende hangi anlam doğar?
Bilinçsizlikte yitmiş bir sezgiydim,
Siz sonsuzluğun ötesinde, ben burada, zamana zincirli.
Gözlerimde hakikat aradım, sonsuz bir derinlikte,
Oysa gerçek, göğün karanlık yüzüne saklanmıştı.
Siz, rüyalarımda küllenmiş anıydınız,
Ve ben, bir hakikatin aynasında titreşen bir izdim.
Şafakta sessizlik, bir bilgelik gibi indi üzerime,
Işığa yürüyen kelimeler gölgelerden doğdu.
Zamanın yorgun nefesinde çatladı içimdeki bilinmezlik,
Ve ben, hiçliğin kıyısında bir adım daha attım varoluşa.