O garsonu işten çıkardılar sonra. Restoran iflas etti. Üzerine kahve döktüğüm tişört yer bezi oldu çoktan… Ben, elimi sayısız kez bir yerlere çarptım. Yalan değil, yaşlandım biraz. Beyazlarım ve kırışıklıklarım daha fazla. Saçlarımı boyattım. Kırıklarını aldırdım… Hiçbirini görmedi. Siyah topuklu ayakkabılarımı daha o yaz, Batı Akdeniz’de bir dağın tepesinden fırlattım. O çoğaldı içimde, ben kendimi kaybettim. İzimi bulmak için girdiğim sokaklarda trafik kazaları gördüm. Yanlarından üzülerek geçtim. Sırası gelmemiş olan birçok kişi öldü. Annem kanser…