Sürgün tohumların
Rûzgar çılgınlığınca
Savruluş hafifliği bu
Kendi topraklarından genini alan
Ama kendi topraklarına hasret
Toprağındakilere özlem özlem yaşayan
En güzel dağ başları
Meltemli deniz kıyıları olsa da yerleri
Köksüzlüğün acısı ve sancısıyla meyvesine hasret
Dalına gebe bir kısırlık bu
Çılgın aşermeler yoksunluğunda
Bir göz
Bir söz
Bir cana hasret
Bazı uçar
Bazı yuvarlanır
Üstü başı toz
Toprakta bir yuva arar
Tutuşacak bir el
O el ki
Çiçekleri açtıracak dal hasretlerinde
Kırmızılı
O çiçekler ki
Dünyaya güzellik mirası
Belki bir kozalak
Bin olacak kadar kudretli
Ah köklenseler
Belki dünya hayranlığıyla durak
Belki kıyamet kopacak
Yeni dünya o kökten doğacak
Sürgün masalları son bulacak
Bebek dudaklarında bir gülüş
Ardı kahkahalı upuzun geceler
En uzun geceye kavuşacak
Dumanıyla her şey kutsanacak
Tam o anda bir iskele
Bir mavi
Lacivert bir dalga
Martı sesinde kıyılarda düğünler toylar
Tarih tarih olalı böyle güzellik görmedi diye surlar
Mutluluk bayrakları asacak
O gün dünya bambaşka olacak
En uzun karanlık aydınlıkları doğuracak